Geçen yıl Japonlar kuruluşlarının 2600 üncü, bu yıl da Portekizliler 800 üncü yıl dönümünü kutluladılar. On dokuzuncu asra kadar kendi adalarında, kendi kendilerine, belirsiz ve silik bir hayat yaşayan Japonların 2600 yılında epeyce masal olsa bile tarihin gözü önünde kurulan, bütün hayatı tarihçe bilinen Portekiz'in 800 yılı büyük bir
"Benim gözlerimin de güzel olduğunu söylerler, ama sizinkiler çok daha güzel. (...)"
Sayfa 66
Reklam
Çocukluğumda, yani ellili yılların sonunda ve altmışlı yılların başında, Qaanaaq'da, Avrupa saatine göre bile zaman şimdikinden daha yavaştı. Her şey o kadar büyük bir hızla değişti ki, insanlar itiraz etmeye başladı. Başkaldırı kendini o eski güzel günler sözleriyle gösterdi. Nostalji, Thule için tümüyle yeni bir kavramdı. İnsanoğlunun gelişime direnmesinin ilk nedeni her zaman aşırı duygusallık olmuştur. Zamanla bu tepki eskidi ve kayboldu. Şimdi eski toprakların yasını tutmaktan fazlasına ihtiyaç duyuyorlar, daha farklı bir protesto gerekiyor. Çünkü olaylar hâlâ o kadar hızlı gelişiyor ki, şu anımız bile çok yakında o eski güzel günlerden biri olacak.
Bu kitap bazı dinlere haklarını teslim etmeyi amaçlamıyor, o din­lerin kendi savunucuları var. Temel amacı, dini hayatın seküler toplumun sorunlarını çözmede verimli bir biçimde kullanılabi­lecek kavramları içeren kimi yönlerini incelemek. Sorunlu bir ge­zegen üzerinde, sona ereceği kesin olan bir varoluşun yol açtığı kriz ve acılarla karşı karşıya kalan çağdaş zihinleri avutmayı ba­şarabilecek birkaç yönü damıtmak için dinlerdeki tüm dogmatik yönleri ateşe vermeyi amaçlıyor. Çok uzun bir zamandır gerçek­liğini yitirmiş olanlar içinden, güzel, dokunaklı ve bilge olan bir­ kaç şeyi kurtarmayı ümit ediyor.
Boğaziçi, dünyanın en güzel köşesi olmak bir yana Handan’ın etkisiyle ayrılınamayacak bir mekan gibi geliyor artık bana. Bennet de burayı çok seviyor. İlkeller mi , belki biraz. Ama buna karşılık ülkelerine tuhaf bir bağlılıkları var ve çok gelişmiş bir ahlak duyguları var. Aile bağları inanılmayacak düzeyde. Sessiz , yumuşak başlı, içe dönük insanlar.
Ateistler, dinin sömürgeleştirme sürecini tersine çevirme mücadelesiyle karşı karşıyalar; dini kurumların kendilerine ait gördükleri, ama gerçekte onlara ait olmayan düşünce ve ritüel­leri onların elinden alma mücadelesi bu. Örneğin, Noel'le ilgili güzel şeylerin çoğunun İsa'nın doğumuyla hiçbir ilgisi yoktur. Noel'i oluşturan topluluk, kutlama ve yenilenme temaları Hıristiyanlıktan çok daha önce de vardı; ancak Hıristiyanlık bu tema­ları yüzyıllar boyunca yarattığı bir bağlamın içine hapsetti. Ruhsal gereksinimlerimizin üzerini kaplayan dinin o özel boya­sından kurtulma zamanı geldi. Ruhsal gereksinimlerimizin ye­niden keşfedilmesi ve açıkça ifade edilmesi için gerekli anahtar, çelişkili bir biçimde dinlerle ilgili çalışmaların elinde olsa da öz­gürleşme zamanı çoktan geldi.
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.