Günahkârın Kârı… Mektuplarında kendini çok günahkâr görüp, artık varlığından utandığını, Rabbinin karşısına çıkmayı da iki yüzlülük olarak gördüğünü söyleyen kardeşlerim var. Böylesi bir mektubu bir büyüğüme yazmaya en az onlar kadar ben de muhtacım ve teselli arıyorum. Bu kardeşlerimi (ve de kendimi) elimden geldiğince ümide davet ediyorum. Allah’ın rahmetinden ümit kesmemeleri gerektiğini hatırlatıyorum. Unutmayalım ki, bu konuda kimse kimseden daha aşağıda ya da yukarıda değildir. Defterlerimiz açılmadan “iyi” ya da “kötü” olduğumuza karar veremeyiz. Çünkü kimse kimsenin gerçekte işlediği günahı bilmiyor; herkes kendi kendisine sırdaştır. Öyleyse, gelin kendimizi çok günahkâr bilme halini, umutsuzluk sebebi değil, Rabb-i Rahim’in af dergâhına daha içten, daha iştahlıca bir yakınlık vesilesi bilelim: “Senden başka kime gideyim ki..” çaresizliğini, çarenin yalnız O’nda olduğunu içten içe bilme halini, samimi tazarrularımız için, gözü yaşlı yakarışlarımız için başlangıç eyleyelim. Böylesi günahların ağırlığının bizi O’nun dergahına götürmesi, hiç günahsızlık sandığımız şımarıklık hallerinden daha hayırlı olmalı.
çiçekli şiirler yazmak istiyorum bayım
Büyük gemiler de yok artık bayım Büyük yelkenler de Büyük kâğıtlar yakmak istiyor şimdi canım. İşte az önce bir karabatak daldı suya Bir süredir kayıp Dünyayı yutmuş olarak çıksa da ortaya Ölüm çok iri bir sözcük değil bayım. Kasımpatları kadar acı kokuyorum biliyorum. Ama siz sobada sucuklu yumurta pişirip yiyen Yoksul bir aşkın güzelliğini bilir misiniz? Bir gül, bir güle derdi ki görse Yalan söylüyorum Güller bu sıra hiç konuşmuyor bayım.
Reklam
Söyleme kızım. Annenle babanın adını söyleme. Onların adları yok de. Onlar da yok de. Beni doğuran bir kadın var ama adı yok de. O hep mutsuz, ikinci evliliğinde de mutlu olamadı, ondan da boşandı, hem zaten dedesi de öldü. Hayatını bana adadı. Ben uğruna hayat adanan bir insan olmanın yüküyle geldim sınıfınıza öğretmenim. Babamın da adı yok de. O kadar sessizdir ki bir adı olup olmadığını öğrenemedik. Konuşmaz benim babam. “Mutluyum” demez. “Mutsuzum” demez. Evlilik teklifi de, boşanma teklifi de annemden gelmiş öğretmenim, işte öylesine suskundur babam. Yanlış anlamayın, ikisini de çok seviyorum ama bir sır vereyim mi, bu onların başarısı değil. Ben sevgi dolu bir insan olmayı kendi kendime öğrendim öğretmenim: Dürüstüm-anlayışlıyım-akıllıyım-yasam insanları sevmek-umut vermektir-varlığım kendime armağan olsun.
Sayfa 119 - Can
"Zübüklük Nedir?" adlı bölümden:
Şimdi çok iyi anladım ki, Zübük bir tane değil, biz hepimiz birer zübüğüz. Bizim hepimizin içinde zübüklük olmasa, bizler de birer zübük olmasak, aramızdan böyle zübükler büyüyemezdi. Hepimizde birer parça olan zübüklük birleşip işte başımıza böyle zübükler çıkıyor. Oysa zübüklük bizde, bizim içimizde. Onları biz, kendi zübüklüğümüzden yaratıyoruz. Sonra, kendi zübüklüklerimizin bir tek Zübük'te birleştiğini görünce ona kızıyoruz. (...) Benim için şimdilik tek amaç, burdan kurtulmak. Ama gerçekten zübüklerden, kendi zübüklüğümüzden kurtulabilecek miyiz? İşte bu soruya cevap veremediğim için nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilemiyorum. Yeni gideceğim yerden sana mektup yazar, önce kendi zübüklüğümden kurtulup kurtulmadığımı anlatırım.
Nesin Yayınevi - Arka KapakKitabı okudu
Sansür ve Sansürcüler!
"Bunca yıllık şahsi tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki, sansürcülerin ölçütleri çok değişkendir. Bir dönem, bir önceki dönemin yasakladığını aklar. Öbür dönem onun akladığını yasaklar. Sansürün değer yargıları sanatın, düşüncenin, bilimin, gerçeğin yasalarına uymaz; çoğu zaman bunlarla çelişki halinde olur. Çünkü sansürü uygulayanlar, sanat ve fikir adamı değil, politik iktidarların kontrol memurlarıdır."
Benim gibi kulun çok dünyada, Allahım!... Eğer bilmiyorsan işte, haberin olsun. Ekmek derdi, aşk derdi unutturdu seni. İnsan hatırlamıyor dün ne yediğini. Zaten yediğimiz ne ki hatırda dursun. Benim gibi kulun çok dünyada, Allahım!... Yazdıklarıma sakın darılma Allahım!... Meleklerin sana bunları söylemezler. Artık, pek yarattığın gibi değil dünya İnsanlar hem sabuna karıştı, hem suya: Ne olursun hoşuna gitmediyse eğer, Yazdıklarıma sakın darılma Allahım!...
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.