İyi bir flanör, disiplinli olmakla özgür olmak arasındaki dengeyi korumayı bilir. Hz. Mevlana bu dengeyi çok güzel kurmuş: “Bir pergel gibiyiz. Bir ayağımız din üzerinde sağlamca durur, öteki ayağımız yetmiş iki milleti dolaşır.” diyor. Pergelin iğnesini bir yere sabitlemezsek dağılır gideriz. O yüzden tabii ki bir istikametimiz, bir çerçevemi olacak. Zira her yere gidebilen bir insan aslında hiçbir yere gidemiyordur. İnsan istikametini, menzilini bilecek. O yüzden pergelin iğnesini doğru yere sabitlemek son derece önemli. Bu bizim için inanç ve düşünce dünyamızdır. Anadolu irfan geleneğinin büyük ve dern zenginliğidir.
Bir gün Yegor'dan söz ederken söyle dedi Pavel: "Biliyor musun, Andrey, en çok şaka yapanlar, yüreği en çok sızlayanlardir.' Ukraynalı bir süre sustuktan sonra gözlerini kırpıştırarak cevap verdi: "Senin bu dediğin doğru olsaydı bütün Rusya gülmekten kırılırdı."
Reklam
… çok doğru
Yüreklerin kulakları sağır...
Sayfa 22 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Kaba, yabani bir adam gibi davrandığımı söylediler. Ama böyle bir şöhretim olması beni hiç mi hiç korkutmuyor, çünkü çok doğru!
Dişiliği kabullenmek Basit gelse de kabullenmek kendi içindeki ışığı fark Edip onu inkar ettiğinizde özgür olduğunuzdan söz edemeyiz. Kabullenmek, kendinize yönelmeyen ve kendinizi daha iyi tanımaya yönelik atacağınız bir adımdır. Zihinsel olarak kendimizi kabullendiğinizi düşünebilirsiniz ama kabullenme daha çok içsel bir durumdur. Kendinizin ne
Farklı grupların Atatürkçülük yorumları:
1960'ların başında sosyal adaleti savunan sosyalist yeni-devletçiler (neo-etatists) kendi sosya­lizmlerinin komünizmden çok farklı olduğunu ve '' Atatürkçü­lüğe" dayandığını söylediler. Benzer biçimde, radikal, solcu­ devrimci, haftalık bir dergi olan Türk Solu'nun yazarları da "milliyetçiliği", "ulusal bağımsızlık'' ile eş tutarak, '' Atatürkçü­lüğün" ayrılmaz bir ekseni olarak sundular. Bu grup tarafından milliyetçilik, "bağımsızlık'' ve "devrim"e taraftar olma biçimin­ de tanımlandı ve "milliyetçiler" Türkiye'deki "sömürgecilerin sömürüsüne" karşı mücadele vermeye çağrıldı. Sağcı-dinci gruplar da ''Atatürkçülüğü" kendi düşüncelerine uygun biçim­ de yorumlayıp, siyasal yönelimlerini meşrulaştırmaya çalıştılar. Milliyetçi Hareket Partisi'ni destekleyen haftalık (daha sonra iki haftada bir çıkan) Devlet dergisinin manşetinde Atatürk'ün bir deyişi olan "Ey Türk, kendine dön'' cümlesi kullanılmıştı. Bu partinin lideri (Alparslan Türkeş) bir Nazi ve faşist olmak­la suçlandığında kendisinin tek doğru Atatürkçülük yorumuna sahip olduğunu iddia etmişti. Ayrıca, Atatürk'ün iyi bir Müs­lüman olduğunu titiz alıntılar ile kanıtlamaya çalışan gruplar da bulunmaktaydı.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.