"Ölüm herkesin ortak korkusuydu. Kimilerine yaşadıkları az gelirdi, kimilerine ise fazla ancak ölüm gelip onları bulduğunda, hepsinin tek bir ortak bahanesi vardı: Daha çok erken."
Netice:
1) Resûlullah'ın çok kadınla evlilikleri nefsin arzularına boyun eğilerek ve şahsî menfaat için yapılan evlilikler değildir.
2) O, 53 yaşına kadar tek kadınla yaşamıştır. Demek ki İslâm'da esas, tek kadınla evliliktir.
3) Evlendiği hanımların çoğu korunmaya muhtaç, kimsesiz dullar olduklarından ve siyasî ve kötü câhiliyye âdetlerinin kaldırılması gibi sebeplere dayandığındandır.
4) Resûlullah'ın birden fazla evlenmesinin şahsi çıkar ve şehvetle ilgisi olduğunu söylemek, ilmî gerçeklere, akıl ve mantığa, aykırıdır.
Harbler dolayısıyla kadın nüfusu erkek nüfusundan fazla olur ve ahlâksızlığı önlemek için de birden fazla evlilik zaruri hale gelir. II Dünya Savaşı'nda Alman kadınlarının düştükleri acıklı hal bunun açık misalidir. O harpte dul kalan Alman kadınlarının ve kızlarının erkeği bol olan Alaska'ya gönderilmesi, medeni bir insanı sadece düşünmeye itmiyor, biraz da hüzün ve elem vererek bugünün dünyasındaki, medeni sayılan insanların çok acı ve elim durumlarını bize açık olarak gösteriyor. Nitekim teklif edildiği gibi eğer Almanya o tarihte birden fazla kadınla evlenebilir diye bir kanun çıkarmış olsa idi, kendisini o feci ahlâksızlıktan kolaylıkla koruyabilirdi.
Meşhur Fransız düşünürü Voltaire der ki:
«Ey ahmak cahiller! Sizler diğer cahillerin sözlerine aldanarak İslam dininin şehvani olduğunu sanıyorsunuz. Bu iddianız yanlıştır. On sekiz kadın almaya alışmış bir memlekette on dördünü boşatır dörde indirirse, böyle bir dine vahşet dini demekte nasıl cesaret edersiniz. Birden fazla kadın almak usülü, insanlığın yaratılışının gereğidir. İslâmiyet bunu sınulandırmıştır.»