Ey aziz, hikmet ehli demişlerdir ki:
- Boyu uzun olanların kalbi saf ve temiz olur.
- Kısa boylu olanların hileleri, aldatmaları çoktur.
- Orta boylu olanlar akıllı ve hoş huylu olurlar.
- Saçları sert olan kimse, akılla atılganlığı bulur.
- Saçları yumuşak olan saf ve utanması az olur.
- Saçı sarı olanın işi, kibirlenme ve kızgınlıktır.
- Siyah
Bugünün çocukları ve torunları, çocukken gördüklerinin ve hissettiklerinin farkında olabilirler ve bunlara inanabilirler. Kendilerini kör olmaya zorlamalarına gerek yoktur. Böylesi zoraki bir körlüğün bedelini, gerçek sebepleri çok uzun süre gizli kalan fiziksel ve zihinsel bozukluklarla ödediler. Gerçeklerin üstünü kapatmaya gizlice izin vermeyi bırakırlarsa, kendilerini şiddetin ve kendini kandırmanın zincirlerinden kurtarabilirler ve bundan böyle kendi çocuklarından da böylesi fedakarlıklar talep etmezler.
Yalnız en büyük ümitsizliği tadan bir kimsenin, en büyük saadeti hissetmeye gücü yeter. Yaşamanın ne kadar güzel bir şey olduğunu anlayabilmek için, ölümü istemiş olmak lazımdır. Öyleyse yaşayın, mutlu olun sevgili çocuklar ve tanrının insanlara geleceği açıklayacağı güne kadar, insan zekasının yalnız şu iki kelimede toplanacağını unutmayın: Bekle ve ümit et.”
Monte Cristo Kontu ~ Alexandre Dumas
Merhaba kitap severler, daha önce yarım bıraktığım bu sefer grup okumasıyla tamamladığım muhteşem bir klasik okudum. Bu kız tüm klasiklerde yaptığı gibi konu anlatacak değil yine yorum yapacak
Önce kitaptaki dönemi biraz yazmak istiyorum; Aristokrasinin kuvvetli olduğu bir dönem. Ayrıca Osmanlı’nın son dönemlerini isyanlarda geçen gizli kapaklı olayları da gözler önüne sermiş yazar. İhtilal sonrası Fransa’daki iktidar savaşları ve Napolyon dönemi anlatılıyor
Ne diyeyim Edmond’a çok üzüldüm önce. Bu kadar sevgi saflığı her yüreği parçalar. Edmond’a da öyle yaptı. Aslında sormak isterim, siz hiç intikam aldınız mı?
Edmond Dantes Marsilya’lı genç denizci ;krala karşı Napolyon’cularla işbirliği yaptığı gerekçesiyle hapishaneye atılır ve adaletin yerini bulması için tam 14 yıl yattığı hücresinde acımasız koşullara maruz kalırken bir yandan da bilenir. Ama ne bilenmek Kimin aklına gelirdiki bir mahkumla da tanışıp özgürlüğünü hatta daha fazlasını kazanacağı ve karşısına çıkan herkesten birer birer intikam alacağı
İlahi adalet er yada geç yerini bulur diyorum
Tüm bu entrikaları 1500 sayfaya sığdıran yazar sizlere güzel bir maceranın kapılarını aralıyor.
Keyifli okumalar dilerim
Bitki ve hayvan arasındaki ayrım ne de olsa keyfe kederdir ve bir organizmanın kendini besleyiş yöntemine bağlıdır; bitkiler fotosentez yapar ve hayvanlar diğer canlıları yer. Nihayetinde, diğer tek büyük fark, bilgi işlemenin ve bunu harekete dökmenin aldığı zamandır.Bu, illa ki hayatı yavaş şeritte yaşayanların hızlı şeritte yaşayanlardan daha az değerli olduğu anlamına mı gelir? Bazen düşünüyorum da, hayvanlara birçok yönden ne kadar benzediklerini şüphe götürmez biçimde tespit edebilseydik, ağaçlara ve diğer bitkilere daha çok saygı gösterirdik.
Sevmek cesaret ister,
Benim cesaretim yok.
Aşkta gurur olmazmış,
Benim gururum çok.
Ben sana göre değilim,
Uzak dur, sevme beni.
Benden sana hayır yok,
Ne olur yakma kendini.
Bir hayatım var, acı tatlı,
Bir sevdam var, gizli saklı.
Bırak böyle yarım kalsın,
Ben yalnızlığa alışkınım.