Birlikte Şiirler yazacağız , çok güzel şiirler
Franz kara
Ne demiş Cenap Şahabettin: “Güzel bir kıyafet, iyi bir tavsiye mektubudur.” demiş.
Senin duygusal bir adam oldugunu unutmuşum, bayım. Geçen yazdıklarım için özür dilerim. Nasıl ağır şeyler söylemişim. Öncelikle seni sevgisizlikle suçlamışım. Hayatında anne ve babasından bile sevgi görmemiş bir adamsın demişim.Bunun üzere de sen bu yüzden sevmeyi bilemezsini eklemişim. Hayır, seni kırdığımı düşünmüyorum. Senin ruhunda küçük bir yarayı açtığımı düşünüyorum. Sarı laleler için teşekkürler. Ama ben lale sevmem. Nerden geldi ki aklına sarı laleler almak bana? Alma bir daha istemem. Bazı kavgalar bir çiçekle kapanmayacak kadar derindir. Neyse bu aralar çok içme bayım. Kışı da güzel karşıla. Elveda..
Hayatını başkalarının hayatlarıyla karşılaştırmaktan vazgeçen kişi kendininkinin düşündüğünden çok daha güzel olduğunu görür.
İyiyi,"güzel ve yüksek şeyleri " ne kadar çok anladıysam,o kadar derinlere battım,sıkıştım kaldım içlerinde.Bundaki önemli nokta,bu halimin tesadüfi değil de,adeta kaçınılmaz bir nitelik taşımasıydı.Sanki bu hal bir hastalık,bir düzensizlik değil,benim doğal halimdi.
Sayfa 8 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
hüzün ve dert çökünce uyumak istemiyorum. yaşamak istiyorum bu hâli. anlayabilseydim hele bir de ne çok yaşamak isterdim. salâvatlar ol efendiye kim ben kölesi ayağına turab olmak istemekle bile yeterince hürmet edmiş bulunamam o'na... yüzbin başım ve her bir başımda yüzbin ağzım her bir ağzımda yüzbin dilim olsa ve her dilim yüzbin defa anlatsa o'nun güzel vasıflarını tamamlayamaz o'nun güzel vasıflarını anlatmaya.
regl dönemimden bahsetmek ayıpmış öyle ulu orta herkesin içinde çünkü benim biyolojim ve gerçekliğim lüzümundan fazla gerçek
kadının bacak arasını satmak çok daha normal onun içinde olanları anlatmaktan
iş keyif için kullanmaya gelince bu vücudu güzel bulanlar onun doğasını duyunca kulaklarını tıkıyorlar
"İyiyi, "güzel ve yüksek şeyleri" ne kadar çok anladıysam, o kadar derinlerine battım, sıkıştım kaldım içlerinde. Bundaki önemli nokta, bu halimin tesadüfi değil de, adeta kaçınılmaz bir nitelik taşımasıydı. Sanki bu hal bir hastalık, bir düzensizlik değil, benim doğal halimdi; sonunda buna karşı koyma isteğim bile kalmamıştı."
Sayfa 8 - Türkiye İş Bankası ve Kültür YayınlarıKitabı okuyor