Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.24
Evet sıkı bir okur olarak bu kitabı yeni okuyorum. Çünkü neden ? Daha önce bahsetmişimdir, bir anda popüler olan şeyleri tüketmeyi sevmiyorum. Kitap çıktığı dönem çok okunan, herkeste olan bir kitaptı. Ama şöyle ki çoğu insan bazı şeyleri popüler diye yaptıkça ürünün de boş bi şekilde popülaritesi artıyor, ürün kalitesiz de olsa. Herkes izliyor diye, herkes okuyor, dinliyor diye yapılan şeyleri o yüzden sevmiyorum.
Ama bu kitabın hakkını da vermek lazım gerçekten okunası bir kitap. Ben böyle güzel kitapları biraz da “kötü ruh hali” dönemlerime saklıyorum. Çünkü kendimi esere kaptırıp, okurken yaşayarak okudukça kendimi dış dünyaya kapatıp o ruh halinden çıkıyorum. Bitirince de üzülüyorum haliyle.
Kitaba gelince İran Şahı İsmail’i ve Yavuz Sultan Selim’i anlatıyor. Aşkı, şavaşı, kızılbaşlılığı ve sunniliği anlatıyor. Akıp giden çok güzel bir kitap.
Sokollu Mehmet Paşa
Bosna Hersek'in Visegrad şehrine Sokollu Mehmet Paşa tarafından yaptırılan bir köprü.Osmanlı dönemiyle başlayan ve zamanla farklı devletlerin işgaline uğrayan bir şehir ve köprünün hikayesi.Bir köprü herhalde bu kadar güzel anlatılabilirdi.Gercekten de böyle bir köprü ve böyle bir şehrin olması da ayrıca güzel.Odullu bir kitaptı ve gerçekten çok güzel,okunası bir kitap.
ne desem ben de bilmiyorum
Kötü anlamda eleştirdiğim bir kitap oldu, kitabın sevenleri görmezden gelsin bence. Sevdiğim kitapların gömülmesinden nefret eden biriyim ve hemen o tarz yorumları geçiyorum siz de öyle yapın canınız sıkılmasın.
Yağmur'un bir an önce yazmaya ara verip karakter derinliği üzerine çalışması gerekiyor. Çünkü şimdiye kadar yayınlanan tüm
Uygarlık ve Aydınlanma
Kesinlikle her yaştan insanımızın okunası gereken bir kitap. Kitabı oldukça beğendim. Çok önceden okumam gereken bir kitaptı fakat bugüne nasipmiş. 1800lü yılların Finlandiya’sının bugün nasıl hala üst üste “Dünyanın Sen Mutlu Ülkesi” olarak seçilmesinin nedenlerini anlatan harikulade bir kitap. Oldukça yozlaşan Finlandiya halkının cahilliklerini, insanların sadece fiziken değil ruhen ve manen de ölü oldukları bir toplumdan Johan Vilhelm Snellman ve bir kaç aydın insan önderliğinde nasıl baştan yaratıldığına şahit olacağınız, her sayfasında kendi halkımızdan da örnekler bulacağınız bir kitap.
Mahir Ünsal Eriş’in bu okuduğum dördüncü kitabı oldu daha önce üç öykü kitabını okuyup çok beğendiğim yazarın romanı da bence çok güzeldi. hikaye kitaplarında farklı hikayeleri birbirine bağlama tekniğini uygulayan yazar bu romanda da aslında tamamen aynı tekniğini uyguluyor önce bir ikindi kahvaltısı ile başlıyorsunuz sonra bütün insanların hikayesi birbirine bağlanıyor, hepsi farklı hikayeleri olan fakat bir bütünün içindeki farklı çeşitlilik kadar güzelliği de görmüş oluyorsunuz. Benim bütün bu hikayeler içinde en içime dokunan “fındık toplayan ailenin içindeki Sibel” in hikayesi oldu çok içimi acıttı ama bence çok güzel kitaptı tekrar tekrar okunası bir kitaptı bence tekniği de çok iyi, dili de çok iyi, çok merakla okutuyor hiç sıkmıyor güzel bir kitap tavsiye ediyorum.
Genel olarak çeviri kitaplarda yaptığım gibi bunu da isim şeması çıkararak okudum çünkü aksi imkansız. Çok fazla karakter var ve hepsinin soyismi aynı :D Şaka bir yana isimleri karıştırmamaya başladıktan sonra olay akışı ve kitabı vermeye çalıştığı zamansız mesajlar neden klasik olduğunu kanıtlar nitelikte oluyor. Aslında hem zamandan hem mekandan bağımsız olarak konu genel itibariyle güzel işlenmiş.
5 kızı olan Bennet ailesinin kızlarını varlıklı erkeklerle evlendirme hayalleriyle başlıyor kitap. Mrs. ve Mr. Bennet’ın kızlarını bu erkeklerle tanıştırmak için çabalaması ve bunun etrafında dönen hikaye çok yoğun dolu dolu bir anlatıma sahip olmadığı için ara ara uyku öncesi okunacak bir kitaptı. Ama biraz daha derine indiğimizde geçenlerde tesadüfi karşıma çıkan bir yazıda yazarın da benzer durumlar yaşadığı ve kitabı da bu sebeple hiçbir kadının para ve statü için değil de sadece aşk evliliği yapmalarını savunmuş hatta dikkat edildiğinde kendisi sevdiğine kavuşamadığından ötürü kitaplarını mutlu sonla bitirdiği gözlerden kaçmamıştır.
Bu detayla da birleşince çok daha okunası ve içselleştirilebilen bir kitap oluyor.
Keyifli okumalar, kitapla kalın...
Darb-ı mesel sözcüğünün Arapça kökenli olduğu bilinmektedir. Bundan dolayı eskiden atasözü yerine darbımesel daha çok kullanılırdı.
Okurken bitsin istediğim bir kitaptı ama birkaç saat önce alıntı yazarken fark ettim ki aslında çokta yer çizmişim ve birçok şey katmış bana. Öyle çokta ahım şahım bir kitap değil atasözlerini açmış yazar ama daha okunası ibareler koymuş ki sıkılmayalım. Ve bunu en aza indirgemeyi de başarmış. Kalemine sağlık. Kitapla ve sevgiyle kalın...
Böyle kasaba tarzı kitapları seviyorum, o yüzden bu kitabı da sevdim açıkçası. İçinde polisiye ve gizem de barındıran ama daha çok romantizme yönelik bi kitaptı. Bence gizem kısmı için biraz daha çaba harcanabilirdi. Bir kere o kadar az şüpheli vardı ki suçluyu tahmin etmek hiç zor olmadı.-küçük bi spoiler, karısı olduğunu tabii ki tahmin edememiştim, başından beri adamın olduğunu düşündüm, hatta karısının öldüğünü falan düşünmüştüm bir noktada. Aniden karşımda görünce şaşırdım ve hedefim değişti. - yazarların bu suçluyu saklama olayını sevmiyorum. Şüphelenmek ve yanılmak istiyorum ben. Ama onlar şüpheliyi son saniyeye kadar saklayınca tabii bize iş kalmıyor. Her neyse demek istediğim çok az karakter vardı, suçlu açısından. Ya kızın annesi ya da Frank çıkacaktı. Kitap seri olduğu için ve seride de diğer kardeşler anlatılacağı için kardeşlerden şüphelenmek mümkün değildi gibi şeylerle eleyince sonuç bu oluyor ne yazık ki.
Tekrar her neyse.
Bunlar dışında okunabilecek bir kitaptı. İkinci kitap için de kısa bir giriş yapılmıştı. Bu da hoştu. Ama anlamadığım, diğer iki kitabı için de yazacağım eleştirim, bu kadar çocuk şart mı yazarcığım? Çiftlik hayatı olunca iki çocuk yetmiyor mu? Ya da daha iki aylık bebeği olan bi kadın neden bir aylık da hamile oluyor bana söyler misin? Doğurma mevsimi geçmeden çoğalma acelesi mi bu?
Dediğim gibi güzel ve okunası bi kitaptı. İyi okumalar!
Benim için ilkti...
Okudugum ilk psikolojik gerilim tarzında kitaptı. Ve çok çok beğendim. Fazla korkuya kapılmadan sadece endişe içinde okudum. Önce ve şimdi olarak olayları anlatıyor. Kendine yeni bir hayat kurmuş karakterin bir gün eskiyle ilgili anıları canlanıyor ve olaylar başlıyor....Okurken "aa tamam kesin böyle olacak" diyecekken sizi ters köşe yapıyor. Böyle biteceğini beklemiyordum. Sürükleyici , etkileyici , okunası bir kitap
collen hoover' ı biraz fazla abartmış olabilir miyiz?
bookstagram camiasından bir hayli alışık olduğum, yabancı ve türk tiktok kitap sayfalarında da çok bahsedilen, '' okumaya çok geç kaldım '' diye üzüldüğüm fakat beni yanıltan bir kitaptı.
öncelikle yazarımız konu, karakter ve olay akışını bir kenara bırakıp sadece
