Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
+1 Hayalimdeki kadar büyüyen bile bu uğurda adım atmak, emek vermek, çaba göstermek benim için çok önemli....
Kendimizi keşfetmenin yolu her zaman çocukluğumuzdan geçer.
Kendimizi keşfetmenin yolu her zaman çocukluğumuzdan geçer. Nasıl bir evde, hangi koşullarda yaşadığımız kadar, ailemizin gözleri bize ba- karken ne söylüyordu, bizler o gözlerde neler gördük; işte bunlar her zaman çok önemlidir. O gözler bizlere kendimizi sevilen, değerli, önemli, özel biri olduğumuzu hissettiriyorsa, gerisi pek de önemli değildir, artık daha özgür, daha güvenli, daha doyumlu yaşayabiliriz bu hayatı. Ancak o gözlerden bize akan enerjide bunların hiçbiri yoksa, o zaman bu değeri, bu güveni hep başkalarının gözlerinde, sözlerinde ararız ve başkalarında aradığımız bu değer ruhumuzu bir türlü doyurmaz. Kısaca ebeveynlerimizin hal ve hareketleriyle, beden dilleriyle, sözleriyle, bakışlarıyla bize neler hissettirdiği, âdeta geleceğimizin kısa bir özeti gibidir.
Reklam
Aşk
Aşk kuru samandaki meşale gibidir. İnsanın ondan başka hiçbir şeyi yoktur ve bu, aşkı başka bir şeye; daha vahşi, daha önemli ve daha yıkıcı bir şeye dönüştürür. (...) Bunun üzerine çok düşünmemeli. Çok fazla düşünecek durumda değiliz. Bu sadece zarar veriyor ve biz zarar görmek istemiyoruz...
Sayfa 392 - Ravic, Joan'a söylüyor
Dorian’ın bilimsel olmayan soruşturmalarında (ki bu soruşturmaları, konu hakkında yeterince fikir sahibi olacak kadar deneyim sahibi kadınlarla yapmıştı) aldığı muhtemel cevaplar: 1. Ne kadar büyük o kadar iyi. Büyük penisten daha çok zevk alıyorum. 2. Küçük güzeldir. Büyük penisler, rahatsız edici ve acı verici oluyor. 3. Penis boyutu, aldığım zevkte pek de önemli bir etken değil. Önemli olan geminin büyüklüğü değil, denizin dalgaları. Dorian’ın kadınlardan aldığı cevaplar, nereye gidersek gidelim aşağı yukarı aynıydı: ○ Kadınların % 10’u birinci kategoriyi seçti: “Ben büyük severim!” ○ %5 ila 10 arası kadın, büyük penisi rahatsız edici bulduğundan küçük penisi tercih ettiğini söyledi. ○ Kadınların % 85’i gerçekten, sahiden, harbiden boyutun önemli olmadığını söyledi. Dorian şu soruyu sorduğunda, bütün salon başını sallayıp alkışlamaya başladı: “O halde, partnerinizin eliyle, parmağıyla, dudaklarıyla, diliyle, sözleriyle yaptığı şey sizin için daha mı önemli?”
Evet erkekler, bu size ne ifade ediyor? Penisiniz büyükse, belki sizi keşfetmeye can atan kadınlar bulabilirsiniz. Ancak unutmayın ki, mesele penisinizin kalkmasıyla bitmiyor. Kadınlar, iki bacak arasında sallanan üçüncü bacağıyla şişinen erkeklere yalnızca “peh!” diyip göz belertir. Joystickinizin küçük olması önemli değil, unutmayın ki, dünyada sizi bulduğunda “oh be!” diyecek bir sürü kadın var. İçiniz rahat olsun, neredeyse bütün kadınlar, büyük kamışlı bir erkektense penis boyutuna bakmaksızın mükemmel sevgiliyi seçer. Okuduğunuz kitapta, kadınların arkadaşlarına methederek anlattığı türden bir partner olmanızı sağlayacak pek çok şey var. Ortalama bir erkekseniz, bunda da bir sorun yok, çoğu erkek öyle! Penisiniz daha büyük olsun diye zamanınızı ve paranızı haplar, pompalar, kremler, ameliyatlar, ağırlıklar ya da egzersizlerle boşa harcamayın; bunların hiçbirinin kalıcı bir değişim yarattığı kanıtlanmamıştır, ayrıca birçoğu takımlarınıza zarar verme riski taşır. Şunu unutmayın, erkekler penis boyutunu kadınlardan daha çok dert eder; bizim tavsiyemiz, kadınları gerçekten tahrik eden şeylere zaman harcamanız.
Kendimizi keşfetme yolunda ilerlerken geçmişimizi, ailemizin tarihini, neler yaşadığını, hangi acılarla, maddi manevi hangi kayıplarla, ne tür travmalardan geçerek bu günlere geldiğini bilmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü kaderimizi genetik yapımız, tarihimiz, yaşadığımız coğrafya ve konumumuz belirler. Kişisel tarihimiz kadar içinde yaşadığımız toplumun kültürel yapısı da çok önemlidir.
Reklam
Onu ilk gördüğümde yaşantımda çok önemli bir yer tutacağını sezmiştim. Bu tıpkı, bir filmin daha ilk karesinden bütününü kavramak, sonunu tahmin etmek gibi bir duyguydu.
Kuvvet taşıyan parçacıkların (bozonlar, gluon, foton, gravition) önemli bir özelliği dışlama ilkesine uymamalarıdır. (Aynı kuantum durumunda ve hızda bulunabilirler. Bunun nedeni, bu parçacıkların tümünün spin gibi kuantum sayıları açısından tamamen farklı olmalarıdır.) Bu, değiş tokuş edilen kuvvet parçacığı sayısının sınırsız olduğu böylece çok büyük kuvvetleri doğurabilecekleri anlamına gelir. Kuvvet taşıyan parçacıkların kütlelerinin büyük olması durumunda ise, onları yayınlayıp uzun mesafeler boyunca değiş-tokuş etmek zor olur. Öte yandan, kuvvet taşıyan parçacıkların kendi kütleleri yoksa (gluonlar ve bazı bozonlar kendi kütlelerine sahiptir) uzun menzilli olabileceklerdir.
Sayfa 81 - Milliyet YayınlarıKitabı okuyor
Bizim için çok önemli olan şeyleri, basit ve aşina olduklarından göremeyiz. Gözümüzün önünde olan şeyleri fark edemeyiz. Bu yüzden kişi, araştırmasının gerçek temellerinden hiç etkilenmez.
Bütünlük peşine düşmekten kastımın bir kısmı buydu ve HDK'ler bu önemli insani işin öncüsü olabilir. Bütünlük, HDK'ler için özellikle önemli bir taleptir çünkü biz bir boyutta, duyarlılık boyutunda uç seviyede bir nitelikle doğuyoruz. Daha da ötesi kültürümüzde sadece bir azınlık olmakla kalmıyor, ideal olandan çok uzakta görülüyoruz. Diğer uca gitmemiz, zayıf, kusurlu ve mağdur hissetmekten, güçlü ve üstün hissetmeye geçiş yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu kitap da şimdiye kadar biraz bunu destekledi. Ben bunu önemli bir telafi olarak görüyorum. Ancak birçok HDK için gerçek mücadele, orta yolu bulmaktır.
Reklam
Başımıza gelen can yakıcı bir olay neticesinde, durumu kabullenmeyişimiz, hayatımızın büyük bir kısmına zarar verebilir. Halbuki insanın fıtratı alışmak üzeredir. İyi ya da kötü başımıza her ne geldiyse bir süre sonra alışırız, başka türlüsü çok zor olurdu bu örnekte olduğu gibi. Kimse bize söz vermedi, hayatın sıkıntısız geçeceğini, sevdiklerimizi günün birinde kaybetmeyeceğimizi söylemedi. Üzülmek, özlemek, acı çekmek doğal ve insani duygulardır. Bu duyguları yaşamakta hiçbir sorun yok. Önemli olan, başına geleni kabullenmen. İyi ya da kötü ben bunu yaşadım, şimdi ne yapacağım, yoluma nasıl devam edeceğim sorusunu sorabilmek.
1
Hayatımızın önemli bir bölümü bizi (yalnızlıktan, sıkıntıdan, ailemizden, mutsuzluktan, yanlış kötü giden bir ilişkiden) kurtaracak bir beyaz atlı şövalye beklemekle geçiyor. Onu bulduğumuzda ise bir süre dinleniyoruz, sonra bizi bu beyaz atlı şövalyeden kurtaracak başka bir beyaz atlı şövalye beklemeye başlıyoruz. Ne çok şövalyeye ihtiyaç var, değil mi?
Yetmez ama evetçi oç.ları
“Ne pişmanlık duyuyorum ne de unutuyorum." Cümle, 1957 baharına ait; tarihin üzerinde düşünmek gerek. O sıralarda Madrid'de Francoculuğun ilk büyük içsel krizinin -Sánchez Mazas'ın her gün beraber olduğu için gayet yakından tanıdığı iki grup arasında gerçekleşen beklenmedik ama kaçınılmaz olan ittifakın tetiklediği krizin- artçı dalgaları hâkimdi. Bir tarafta, önemli bir kısmını bizzat Falanj'ın hayal kırıklığına uğrattığı insanlarla rejimin namlı ailelerinden gelen isyancı çocukların oluşturduğu solcu genç aydın kesim vardı ve Sánchez Mazas'ın iki oğlu da onların arasındaydı: 1956 öğrenci isyanının elebaşlarından biri olan, o yılın şubat ayında tutuklanıp çok geçmeden uzun süreli sürgüne giden büyük oğlu Miguel ve bu memnuniyetsiz gençlerin zevklerini, kaygılarını ortaya koyan romanı El Jarama'yı henüz yayımlayan Sánchez Mazas'ın en sevdiği oğlu Rafael. Diğer taraftaysa, muhtemelen siyasi mazilerini unutmamış ama şüphesiz ondan pişmanlık duyan ve kurulmasına katkıda bulundukları rejime karşı ister bir karar neticesinde olsun ister cesaretle olsun, mücadele başlatma noktasına gelmiş, savaş öncesi dönemden hayatta kalan eski Falanjistler vardı.
Şimdi onu anlıyordum o kadar doğal bir şeydi ki bu. Ölüm cezasının çok önemli bir şey olduğunu, hatta bir bakıma onun, bir insanın ilgisini çekecek tek şey olduğunu nasıl olmuştu da anlamamıştım? Mümkün olup da bu hapishaneden çıkabilseydim, bütün idamları seyretmeye giderdim.
Bazılarının kaderi ise çok yoğun çabaya bağlıdır. Çabalamak insan olmanın en önemli meselesidir. Çünkü bu yeryüzünde her olumlu icat, her türlü güzellik bir çabanın ürünüdür. Kader insanın gayretiyle de alakalı bir durumdur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.