“Biz iki bacaklı rahimleriz, hepsi bu.”
️Kadın, “bunaltıcı düşlerden uyandığı” bir sabah, hiçliğe dönüşmüş olarak buldu kendini. Artık bir adı yoktu, düşüncesi, benliği, arzusu yoktu ama bir rahmi vardı. Yaşamını kolonilere sürülmeden, öldürülmeden, Damızlık Kız olarak sürdürmesini sağlayan rahmi. Artık âşık olmayacaktı, sevmeyecekti, onaylanmış bir dilin ötesine geçmeyecekti. Duvarlara asılmış sıra sıra cesetler, tek gerçeğin savaş ve üreme olduğunu hatırlatıyordu.
Erkek egemen muhafazakar bir rejimde kadın olmak denilebilir kısaca bu kitaba. Anlatılan bizim hikâyemizdir!
️ George Orwell 1984 kitabı tadındaydı. O kitaptaki Büyük Birader, bu kitaptaki Komutandı. Kitaplara kıyamam altını çizmeye ama bu kitapta, kadın olarak kadınlara yapılan ayrımcılık ya da kült olmuş yargıları görünce dayanamadım çizdim. Bir kaç tanesini sizinle de paylaşmak istiyorum. Dili çok değişik açıkçası sıkılabilirsiniz ama bırakmayın pişman olmayacaksınız. Ben çok beğendim kesinlikle tavsiye ediyorum. 10/10
Biz iki bacaklı rahimleriz, hepsi bu.
Umut içinde. Bunu neden ölü bir insanın mezar taşına yazmışlar ki ? Uman ölü müydü, yoksa hala yaşayanlar mı ?
Aşırı mutlu görünmemek konusunda uyarıldık. ( tanıdık geldi mi son zamanlarda tv de boy gösteren soytarıların dediği kadın kahkaha atamaz )
Cennet için sana ihtiyacımız var. Cehennemi kendi başımıza da yapabiliyoruz.
Gerçek şu ki, ben onun metresiyim. Zirvedeki erkeklerin her zaman metresleri olmuştu, bu durum şimdi neden değişsindi ki ?
Susturulanlar duyulmak için yaygara koparacaklardır, sessizce de olsa.
Meyve veren gövde