“O ağaçlar da tıpkı yetimlere benziyordu. Onlara bakınca içimden hep ağlamak gelirdi. Onlara durmadan, ‘Ah sizi zavallı minik şeyler! Eğer çevrenizde başka ağaçların olduğu, köklerinizde yosun ve minik çan çiçeklerinin büyüdüğü, nehre yakın, dallarınızda kuşların şakıdığı büyük bir ormanda olsaydınız siz de büyürdünüz, öyle değil mi? Ama bulunduğunuz yeri değiştiremezsiniz. Nasıl hissettiğinizi çok iyi anlıyorum küçük ağaçlar,’ derdim.”
Evlerin yerini büyük binalar, daracık sokakların yerini geniş caddeler alıyordu. Bay Yibulaxin'in bir zamanlar bir toplu iğne kutusu kadar süslü bakkal dükkanı soğuk hava depoları olan dört süpermarket tarafından yok edilmiş, kırsal çevre son kirpilerin de can çekiştiği altı tali yollu bir çevre yolu tarafından talan edilmişti. Çok yakın zamanda, eskimiş binaları taçlandıran o kirden, o pastan, o aşınmalardan yoksun kalınca, hızla yükselmiş binaların ön cepheleri kaba sıvaları yapılmış tekdüze karton koliler gibi duruyordu. Bundan böyle Yunhai'nin merkezi neredeydi? Acımasız bir mantığa göre, caddeler bulvarlarla, bulvarlar geniş ağaçlıklı yollarla, bu geniş yollar da otoyollarla kesişiyordu; araba trafiğinden geçilmez olan geniş kavşaklar "Devam edin, görülecek bir şey yok" diye haykırıyordu; yalnızca güvenliği kırmızı ışıklarla sağlanan, betonun gizlediği antik çamaşırhaneyi izleyen dörtyol ağızları toplantılara uygun görünüyordu. Geçmişin tek bir anısı, Yunhai'nin ortasında ya da çevresinde tek bir kalıntı bile kalmamıştı. Ekonominin erdemli gelişimi her şeyi silip süpürüyordu.
Reklam
Yazıcıoğlu’nun anlattıklarının özetiyse aslında şu ifadelerinde gizliydi; “Kollarım açık olarak, üzerime omzumdan bir kalas bağladılar. -T-şeklini aldım. Bir sandalyenin üzerine çıkartıldım. Kalas tavanda bir yere çengellere asıldı, sandalye altımdan çekildi, havada sallanarak boşlukta kaldım. O şekildeyken küçük parmağımdan ve tenasül uzvundan elektrik verdiler...” İşte benzerlerini yakın zamanda Irak’ı işgal eden Amerikan askerlerinin Ebu Garip Cezaevi’nde uyguladığı ağır işkence yöntemleri ve Türkiye’nin1980 askeri darbesi sonrasının nasıl olduğunu anlamaya çalışan sorular veYazıcıoğlu’nun anlattıkları;“12 Eylül öncesinde Türkiye’nin her tarafında sıkıyönetim olduğu halde,neden olaylar önlenemedi de 12 Eylül sabahı, ne kadar örgüt varsa hepsi birgecede yakalandı? Bunların isimleri, adresleri belli olduğuna göre neden ogüne kadar beklendi? General Bedrettin Demirel ‘İhtilale bir yıl önceden karar vermiştik, ama henüz olgunlaşmamıştı’ demişti. O bir yıl içinde sağcı solcu binlerce genç hayatlarını kaybetti, binlercesi de suçlu duruma düştü.Buna neden izin verildi? Cevapları verilmeyen o kadar çok soru, o kadar değişik işkence metotları ve hesabı dürülmeyen o kadar çok işkenceci oldu ki. Sorularımızı unuttuk, bari yaşananları hatırlayalım dedim.”
Sonuç
Kamusal ve özel arasındaki hassas denge, siyaset kuramı tarafından durmadan yeniden formüle edilmektedir. Rousseau mutlak bir şeffaflığı düşlüyordu: "Doğum yerimi seçebilseydim, tüm bireyler birbirini tanıdığı için ne günahın karanlık manev­ralarının, ne de erdemin tevazusunun kamunun bakışlarından ve yargısından kaçamayacağı bir devleti
« O ağaçlar da tıpkı yetimlere benziyordu. Onlara bakınca içimden ağlamak gelirdi. Onlara durmadan ' Ah sizi zavallı minik şeyler! Eğer çevrenizde başka ağaçların olduğu, köklerinizde yosun ve minik çan çiçeklerinin büyüdüğü, nehre yakın, dallarınızda kuşların şakıdığı büyük bir ormanda olsaydınız siz de büyürdünüz, öyle değil mi? Ama bulunduğunuz yeri değiştiremezsiniz. Nasıl hissettiğinizi çok iyi anlıyorum küçük ağaçlar.' derdim.» / Yeşilin Kızı Anne
Sayfa 9 - Bir Özgürleşme Yöntemi: Hayal Kurmak, Okan ÇilKitabı okudu
Erling Fall ancak evine döndükten sonra, yüzyılın sonunda Paris'te karanlık bir kış akşamında böyle bir yazgıyla karşılaşmasına neyin yol açtığını doğru dürüst düşünme yürekliliğini gösterebildi ve kafasından geçenlerin verdiği gerginlikle, aklı başında sayılan biri olarak, önceden belirlenmiş yollardan geçerek sürdürmek ve bitirmek istediği
Reklam
Bu aralar kendimi toprağa çok yakın hissediyorum O kadar seviyorum ki toprağı İçine giresim geliyor
672 öğeden 441 ile 450 arasındakiler gösteriliyor.