6.cilt
1359.Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan Ebü'l-A‘ver Saîd İbni Zeyd İbni Amr İbni Nüfeyl radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Malı uğrunda öldürülen şehittir;kanı uğrunda öldürülen
"Kaldı ki, yaşadığımız şu sefil hayatın doğal sonuna varmasına bile izin vermezler. Ben gene talihli sayılırım, onun için pek o kadar yakınmıyorum. On iki yaşındayım, dört yüzden fazla çocuğum oldu. Bir domuz için çok doğal. Ama hiçbir hayvan sonunda o gaddar bıçaktan kaçamaz. Siz, karşımda oturan genç domuzlar; bir yıla kalmaz, bıçağın altında ciyaklaya ciyaklaya can verirsiniz. İnekler, domuzlar, tavuklar, koyunlar; bu korkunç son hepimizi bekliyor, hepimizi. Atların ve köpeklerin yazgısı da bizimkinden farklı sayılmaz. Sen, Boxer, şu koca kasların gücünü yitirmeyegörsün, Jones o saat, sakat ve kocamış atları alan kasaba satar seni. Kasap da gırtlağını keser, kazanda kaynatıp av köpeklerine mama yapar. Köpeklere gelince; yaşlanıp dişleri dökülmeyegörsün, Jones boyunlarına bir taş bağlar, en yakın göle atar.
Erkek Domuz ReisKitabı okudu
Reklam
Siperlerde ölüm ve yaşam
Batı Cephesi siperlerindeki askerler, can sıkıntısı ve akıl almaz bir korkunun hakim olduğu ilkel bir dünyadaydı. Adamlar aylarca dışarıda yahut küçük, genellikle çamurlu sığınaklarda yaşayıp kavurucu sıcaklara, titreten soğuklara, kuraklığa ve şiddetli yağmurlara maruz kaldı. Beslenme ve sağlık hizmetleri en iyi ihtimalle yetersiz, en kötü
Hırsız
sandal koymuş, ben o sandalı boyamak istiyorum." "Ondan kolay ne var bre Çakır," dedim. "Ondan kolayı can sağlığı. .. Nusret benim çok yakın arkadaşım, biliyorsun." "Biliyorum," dedi gene bıçkın çocuk havasıyla, şımarık. "Başka," dedim.
Ağır gözkapaklarım, yorgun gece içinde Hayalinle apaçık kalsın, dileğin bu mu? Sana benzer gölgeler, gözümle eğlensin de Keyfince parçalayıp geçsinler mi uykumu? Gönderdiğin, ruhun mu can evinden uzağa İşlerime göz kulak olsun, düşürsün diye Aylak saatlerimi, utancımı tuzağa: Hasedine, kuşkuna yardakçılık etmeye? Hayır, sevgin çoksa da büyük değil o kadar, Benim kendi aşkımdır vermeyen uyku durak İşte öz sevgim, dirlik düzenliğimi bozar Senin uğruna bana hep nöbet tutturarak. Ben bekçinim, sen başka yerlerde uyanıksın: Benden uzaksın, sana başkaları çok yakın
"Can arkadaş, yakın bir dost... Bilirsin, ruhumu açabileceğim çok iyi ve bana uygun ruha sahip olan biri. Hayatım boyunca onunla tanışmayı hayal ettim. Tanışacağımı hiç sanmıyordum ama bir anda pek çok güzel hayalim gerçek oldu. Belki bu da olur. Sence bu mümkün mü? (Umarım bunu içli içli okuyan herkes kocaman bir gülümsemeyle o kişiyle tanışır :) hayatınıza size uygun ruha sahip insanlar girmesi dileğiyle musmutlu akşamlar)
Sayfa 79
Reklam
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Dedem, toprak insanı çeker derdi.
Bu ara kendimi toprağa çok yakın hissediyorum O kadar seviyorum ki toprağı İçine giresim geliyor.
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Kaç dostum, yalnızlığına! Büyük adamların gürültüsünden serseme döndüğünü ve küçüklerin iğneleriyle sokulduğunu görüyorum senin. Orman ve kaya seninle birlikte saygıyla susmayı bilirler. O sevdiğin geniş dallı ağaca benze yine: sessizce ve dinleyerek asılı durur o, denizin üstünde. Yalnızlığın bittiği yerde başlar pazaryeri; ve
Reklam
"Aslında," diye devam etti Hasan. "Yüreğimin derinliklerinde hala gençliğimdeki o masalları, Mehdi 'yle ve Peygamberle ilgili sırlarla dolu hikayeleri özlediğimi hissetmyor değilim. Yaşadığım hayal kırıklığının açtığı yara hala kanıyor. Hala canım yanıyor. Ama anlatılanların hiçbirinin doğru olmadığını ileri süren düşüncenin
Ağır göz kapaklarım, yorgun gece içinde Hayalinle apaçık kalsın, dileğin bu mu? Sana benzer gölgeler, gözümle eğlensin de Keyfince parçalayıp geçsinler mi uykumu? Gönderdiğin, ruhun mu can evinden uzağa İşlerime göz kulak olsun, düşürsün diye Aylak saatlerimi, utancımı tuzağa: Hasedine, kuşkuna yardakçılık etmeye? Hayır, sevgin çoksa da büyük değil o kadar, Benim kendi aşkımdır vermeyen uyku durak, İşte öz sevgim, dirlik düzenliğimi bozar Senin uğruna bana hep nöbet tutturarak. Ben bekçinim, sen başka yerlerde uyanıksın: Benden uzaksın, sana başkaları çok yakın.
"O halde yüreğini daraltma can, imtihanlar sana kötü olduğu için verilmedi, ceza niyetine de verilmedi. Öyle olsa habibine, en sevdiğine, Hz Muhammed'e bunca imtihanı reva görür müydü Yaradan? Her şeyi zor elde etmen, her sahip olduğuna dikenli yollardan tırmalayarak ulaşman da sana bir ceza değil Allah'ın her işin dualı yapmak için sunduğu vesile yalnızca. Düşün en içten yakışlarını ne zaman yaptın? En yürekten dualarını peki? Ne zamanlar secdede ağladın? En çok ne zaman kendini Rabbine en yakın hissettin? Bildin mi şimdi her dilediğine neden zor ulaşırsın? Elin yüreğinde öylece kala kalırsın?
İstersen gel bir beş dakika ölümü düşünelim... Ama senin ölümünü, nasıl mı? Şöyle: düşün ki hiç hesapta olmayan, hep ertelediğin, ölüm; sana genç yaşta geldi... Eve haber saldılar; çocuğunuz hakkın rahmetine kavuştu...Morgdasın..Buz gibi bir mekan... Birazdan sevdiklerin başına üşüşüp ağlayacaklar... Beyaz kefenin başucu en yakının tarafından
Sayfa 85
660 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.