Bu ara kendimi toprağa çok yakın hissediyorum. O kadar seviyorum ki toprağı İçine giresim geliyor.
Sayfa 60 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 3. Basım, Mayıs 2014.Kitabı okudu
AKINCILAR ?..
*Gaza kim ettiler Allahu ekber Dediler her nefes Allahu ekber* Aşıkpaşazâde'nin, dillerinden bir nefes dahi Allahu Teâla'yı düşürmeyen ve onun uğrunda gazâdan başka bir iş düşünmeyen yiğit dilâverler diyerek övdüğü Osmanlı akıncıları, hafif süvari birliklerindendir. Temelinin Osman Gazi zamanında Köse Mihal tarafından atıldığı rivayet olunur. Uç
Sayfa 61 - Kartal Kanatlı YiğitlerKitabı okudu
Reklam
Bu aralar kendimi toprağa çok yakın hissediyorum O kadar seviyorum ki toprağı İçine giresim geliyor.
Sayfa 60 - YönlenmeKitabı okudu
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları
1 Senin adını kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım. Malum ya, bulunduğum yerde ne sapı sedefli bir çakı var, (bizlere âlâtı-katıa verilmez), ne de başı bulutlarda bir çınar. Belki avluda bir ağaç bulunur ama gökyüzünü başımın üstünde görmek bana yasak... Burası benden başka kaç insanın evidir? Bilmiyorum. Ben bir başıma onlardan uzağım,
Senin adını kol saatımın kayışına tırnağımla kazıdım. Malum ya, bulunduğum yerde ne sapı sedefli bir çakı var, (bizlere âlâtı-katıa verilmez), ne de başı bulutlarda bir çınar. Belki avluda bir ağaç bulunur ama gökyüzünü başımın üstünde görmek
sevgiye inanmayan adam.. lütfen okuyun
Size sevgiye inanmayan bir adama ilişkin çok eski bir öykü anlatmak istiyorum. Bu adam sizin, benim gibi sıradan bir insanmış. Onu alışılmadık kılan düşünme biçimiymiş. Sevginin olmadığına inanırmış. Sevgi arayışında pek çok deneyim yaşamış elbette, çevresindeki insanları gözlemlemiş. Yaşamının büyük bir bölümü sevgi arayışıyla geçip gitmiş.
Sayfa 37
Reklam
~ Iago : Bağırın, çığlık atın, Tıpkı kalabalık kentlerde geceleyin yangını görenler gibi, Öyle bir bağırın ki dehşete kapılsınlar. / 4 ~ Iago : Yüreğinizden vurdular sizi, ruhunuzun yarısı uçtu elden. / 4 ~ Othello : Şunu bil ki Iago, âşık olmasaydım eğer Desdemona'ya, Denizlerin tüm hazinelerini vereceklerini bilsem de Bekarlığın
Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Farkında mısın?
Beşerin temeli, bir küçük cenin, Can vermeye, gücü yetmez kimsenin, Kâinat denilen, dev değirmenin. Suyu nerden gelir, farkında mısın? Yıldızlar, bir adım yolundan şaşmaz. Dağlar haddin bilir, denizler taşmaz. Karıncanın yükü, boyunu aşmaz.
Bu aralar kendimi toprağa çok yakın hissediyorum O kadar seviyorum ki toprağı İçine giresim geliyor.
La Tahzen! (Üzülme!) İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme! “Derdim var” diyorsun; Dert insanı Hak’ka götüren Burak’tır; sen bunu bilmiyorsun. Sanma ki dert sadece sende var. Şunu bil ki; Sendeki derdi nimet sayanlar da var. Umudunu yıkma; Yusuf’u hatırla. Dert nerede ise deva oraya gider. Yoksulluk nerede ise nimet oraya gider. Soru
ss,400-401Kitabı okudu
Reklam
Sabahattin Ali-Canım Aliye Ruhum Filiz Alıntılar Sayfa 10 İnsan başkalarına yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir. Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat daha insancadır. Sayfa
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Amok Koşucusu
"Gece yarısından sonra birkaç kez ön güverteyi ziyaret etsem de onu bir daha hiç görmedim. Tamamen ortadan kayboldu; yolcuların arasında, kolunda siyah yas kurdelesi olan ve ona söylendiğine göre karısı tropiklerde görülen bir hastalıktan ötürü yakın zamanda ölen bir Hollandalıyla karşılaşmasaydım, halüsinasyon gördüğümü sanacaktım. Kimseyle
Sayfa 116 - Dekalog Yayınları
Ayrıca Gretchen'in kitaplığında Gustav Freytag'ın “Alacak ve Verecek” hesabını gören eseriyle Goethe'nin “Gönül Akrabalıkları” üzerine bir eseri, ayrıca “Rasputin ve Kadınlar” adını taşıyan bol resimli kalın bir cilt gözüme çarptı. Uzunca bir duraksamadan sonra -seçme yapmak için elimin altında fazla bir şey yoktu, dolayısıyla acele karar veremiyordum- neye el attığımı bilmeden, sadece içimdeki o malûm sese uyarak ilkin Rasputin'e, sonra Goethe'ye uzandım. Bu ikili uzanış da hayatımı, hiç değilse trampetimden ayrı olarak yaşamaya yeltendiğim hayatı belirleyip etkiledi ileride. Oskar'ın Akıl ve Ruh Hastalıkları Kliniğinin kitaplığını bir kültür açgözlülüğüyle odasına taşıdığı bugüne kadar da Schiller ve Schiller gibilerine boş yeriyor, Goethe ile Rasputin arasında, üfürükçüyle allâmei kül arasında, kadınları kendine bent eden o karanlık ruhlu kişiyle, kadınlarca bent edilmeye can atan o aydınlık ruhlu ozanlar kralı arasında bocalayıp durdum. Zaman zaman kendimi daha çok Rasputin'e yakın görmüş, Goethe'nin hoşgörüsüzlüğünden çekinmişsem, bunun suçu içimde uyanan o hafif kuşkudaydı. Eğer Goethe'nin yaşadığı zamanlarda trampetini böyle konuştursaydın Oskar, Goethe sende tabiata bir aykırılık görür, seni tabiata aykırılığın ta kendisi olarak mahkûm eder, işte öylesine gayri tabii bir kasılma gösterdiği halde şimdiye kadar senin hayranlık duyup özenmeye çalıştığın kendi tabiiliğini pek tatlı çerezlerle beslerken, seni yumruğuyla olmasa bile “Renkler Öğretisi” adındaki eserinin kalın bir cildiyle vurup yere sererdi.
Sayfa 128 - Cem Yayınevi, 1. cilt
“Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz. İnsan muhitin bayağı, manasız, soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir. Bana en felaketli günlerimde kitaplarım arkadaş oldu fakat bu yetmiyor.
Gülşiir
Geceyarısı, karanlık bir bozkırda Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım İçinde onca insan, içinde dünya... Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum Ve bilmeyen sonsuzluk nedir, Haklı olan kim bu kargaşada? Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir Ucu bucağı olmayan bu çığlığın Ortasında nasıl barışılabilir? Anlamak isterim, hangi
664 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.