Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İzninizle dinselliğin "var olmaya cesaret" şeklindeki bu tanımına yine karşı çıkacağım. Onu fazla dışlayıcı buluyorum. Bu var olma cesareti insan türünün genel bir özelliğidir, güdülenmeyle dönüşlü bilinci bir araya getirir. Sırasında dinle güçlendirilebilir tabii, fakat dinle ilgisiz başka etkinliklerle de aynı şey olur. Bu cesur var olma çabasını, bu ne olursa olsun bilinçli kalma çabasını, bu conatus'u, biz en önce kendi içimizde, kendi beynimizde buluruz, hiçbir üst merciye başvurmaya gerek kalmadan...
Sayfa 263
Öncelikle, varolandaki içi ve dışı karşı karşıya getiren o düalizmden kurtulmuş olduğumuz kesindir. Dış dediğimiz şeyi, nesnenin asıl doğasını gözlerden saklayan yüzeysel bir deri gibi değerlendiriyorsak, varolanın dışı artık yoktur. Ve bu asıl doğa da, şeyin sezilebilen ya da varsayılabilen, ama nesnenin “içinde” olduğundan dolayı nesnenin asla ulaşılamayan gizli gerçekliği olacaksa, o doğa da yoktur artık. Varolanı açığa çıkaran görünmeler ne içerinindir ne de dışarının, hepsi de eşdeğerdir, hepsi de başka görünmelere gönderir ve hiçbiri ayrıcalıklı değildir. Örneğin kuvvet, yaptığı etkilerin (hızlanmaların, sapmaların, vb.) ardına gizlenen, bilinmez türden bir metafizik conatus değildir: bu etkilerin bütünüdür. Aynı biçimde, elektrik akımının gizli bir içyüzü yoktur: elektrik akımı, onun tezahürleri olan fiziksel-kimyasal olayların (elektrolizler, bir karbon çubuğunun akkorlaşması, galvanometrenin ibresinin kımıldaması, vb.) bütününden başka bir şey değildir. Bu olaylardan hiçbiri tek başına'onu açınlamaya [révéler] yetmez. Ama kuvvet de arkasında bulunan hiçbir şeyi belirtmez: kendi kendisini ve içinde bulunduğu dizinin tamamını belirtir. Buradan doğallıkla şu çıkar: olmak ve görünmek düalizmi, felsefede yer alma hakkına bir daha sahip olamayacaktır.
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
Amor Fati
Hepimiz kendi hayatımızın patronu olduğu fikrine öylesine inanmışız ki, her bir eylemi özgür iradeyle yaptığımızı sanıyoruz. Oysa ozgur irade diye bir sey yoktur. Özgürlük; sınırsız bir gücün (Doga/Tanrı) sınırlı bir varlığı olduğumuzu kabul etmekle başlar bir anlamda. Her bir davranışımız etkileşimlerin,  karşılaşmaların bir sonucudur. Spinozaci düşünce erekselcilige karşı çıkar. Her karşılaşma ve devinim zorunludur çünkü bu canli cansız tüm varlıkların (modus) var kalma çabasıdır. (Conatus) Hayattan ödül bekleyerek yaşayanlar,  doğayı/tanrıyı hesapçı bir şekilde sevenler yaşadığını zanneden zayıflardır. Daha da çok yazılması gereken, yorumlanması daha doğrusu anlaşılmayı bekleyen sayfalar var ancak buraya simdilik bu kadarını bırakabiliyorum. Velhasılı okuyun derim, gercekten iyi hissedeceksiniz.....
Spinoza'nın Sevinci Nereden Geliyor?
Spinoza'nın Sevinci Nereden Geliyor?Çetin Balanuye · Ayrıntı Yayınları · 2017831 okunma
Spinoza'nın "Conatus sese conservandi primum et unicum virtutis est fundamentum" (Aslolan ilk ve tek erdem kendi varlığını koruma çabasıdır.) tümcesi Batı uygarlığının gerçek maksimini dile getirir.
Hayat sadece onu seven için değerlidir. Neyse ki hemen her zaman da böyle olur. Freud'un dediği gibi bizde bir hayat itkisi var; stoacılar buna eğilim, Spinoza conatus (her varlığın kendi varlığında diretme eğilimi) derdi, buna göre yaşamak iyidir.
230 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.