Pencereden sırtıma vuran güneş sıcak.Bir ispinozun şarkısını duyuyorum --Her şeyi istiyorum ve hiçbir şeye ihtiyacım yok--Seni seviyorum ve sensizlikten memnunum.
Nasıl bir dünya ki bu, diye düşündü Cora, hapishane insanın yegâne sığınağı olabiliyor? Burada tutsaklıktan mı kurtuluyordu yoksa tuzağa mı düşmüştü? Bir kaçağın durumu nasıl tasvir edilirdi?
Yine ve yine aldatma.. Bu yazarlara ne oluyor gerçekten anlamıyorum, hep beraber oturup 'Hadi kendilerine yapılan her yanlışı affeden, başkalarına bağımlı, gurursuz, ezik kadın karakterler yazalım!' diye anlaşmış gibiler. Aldatma var arkadaşlar kitapta ve tabii ki affediliyor (algılayamıyorum gerçekten). Kesinlikle vakit kaybı, kriz geçirmek istiyorsanız ideal.
Mafya konulu gerçekçi bir kitaptı.
Kitaba aslında vereceğim puan yediydi çünkü bir serinin ilk kitabıydı ve yazarın acemilikleri belliydi, ama bu kitabın puanını görünce üzüldüm çünkü bu kadar düşük olmayı bence hak etmiyor. Ne okuduğunuzu bilerek okuyun arkadaşlar.
Açıkçası kitapla ilgili çok iyi yorumlar duymadım ve bizdeki puanları biraz
Aşk, kızların daha iyisini bilmedikleri zamanlarda umut ettikleri, kadınların geceleri uyanıkken özlemini çektikleri ve sadece çocuklarından alabilecekleri bir şeydir. Erkeklerin böyle düşüncelere ayıracak zamanı yoktur.
Beklentimi düşük tutarak, kafa dağıtmalık, bol fışfışlı, erkek karaktere bol bol söveceğim bir kitap olacağı yönünde başladım kitaba. Ki yukarıdaki iki madde kesinlikle gerçekleşti. Ala fışfış ve küfürü sonuna kadar hak eden erkek karakterlerle dolu bir kitap. Mafya olayı romantize edilmeden en kanlı biçiminde aktarılmış. Üstelik bizim için çok tanıdık bir konu. Tüm yaşananlar bizim toplumumuzda hiç gerçekleşmedi mi? On beş yaşında kızını nişanlayan hatta evlendiren, bekaretini kocasına saklamak zorunda kalan kadınlar, erkek egemen toplum ve adı olmayan kadınlar. Bunların hepsi o kadar tanıdık ki. Ve bu ortamda büyüyen Aria. Ne olduğunun farkında. Tüm korkularına rağmen güçlü, dirayetli.
Barış için Luca ile onbeş yaşında nişanlanan ve onsekizinde evlendirilen Aria. Doğduğu ortamın farkında fakat içten içe normal bir yaşantıyı sevip sevilmeyi arzulayan bir kız aslında. Tüm yaşananların onu çıldırtmamasının tek sebebi güçlü bir karaktere sahip olması bence.
Kitapta en can sıkıcı yer Luca'yı bastığı sahneydi. Küfürler havada uçuştu okurken. Beklentiyi düşük tutan ve bu tarz kitaplarda ne olacağını az çok tahmin eden gerçekçi bir okur için güzel olabilecek bir kitap. Mıçmıç romantizm isteyen ve kötü adamın iyiye dönüşeceğini uman, peri masalı isteyen bir okur ise uzak durmalı kitaptan.
Merhabalar
#yanevinsırrı
Anne ve Marco yan komşuları Cynthia ve Graham 'ın yemek davetine giderken, Cynthia'nın bebeğinizi getirmeyin demesi üzerine 6 aylık bebeklerini her ne kadar Anne gitmek istemese de Marco'nun istediği üzerine evde tek bırakıp giderler. Aralarında anlaşıp her yarım saatte bir bebeklerini kontrol etmek için biri eve gider. En son 12.30'da Marco eve gidip Cora'yı kontrol eder. Eve döndüklerinde dış kapı açıktır. Bebekleri Cora'nın odasına baktıklarında yatakta olmadığını görürler. Her ne kadar tahmini kolay olsa da okuması keyifliydi. Yazarın anlatımı akıcı ve kolaylıkla okunuyor. Kitabı okuduğunuzda Anne'in acısını hissediyorsunuz.
Yan Evin SırrıShari Lapena · Doğan Kitap · 2017514 okunma