Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ceren

ceren
@crnyrn·Bir kitabı okumaya başladı
Reklam
72 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Diyojen mutsuzluklarımız için de daima kendi dışımızdaki şeyleri suçladığımızı söylüyor. Yaşlılık, fakirlik, gün, saat, koşullar, mekan. Oysa ona göre: "Kendimden başka suçlayacak kimse yoktur." Bu çok basit bir laf değil mi? Şu ana gelene kadar bunu onlarca kişiden duydunuz. Bu bir hayat öğretisi zaten. Ancak gelin görün ki bunu kabul etmek o kadar zor ki. Bir deneyin. Yaptığınız her şeyin sorumlusu olduğunuzu, dolayısıyla yaşanan kadersizlikllerin de mutsuzlukların da sebebi olduğunuzu yürekten kabul etmeyi bir deneyin. Bu yapması fevkalade zor olan bir şeyi bir kez yaptınız mı kalbinizin bir tüy gibi hafiflediğini, gerçekle yüzleşmenin size iyi geldiğini görecek ve tünelin ucundaki ışığı göreceksiniz. Çözümsüzlük kadar çözüm de sizin içinizde ve bunu bulmanın ilk adımı da kendinizi olanlardan mesul etmek.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir keresinde özgürlüğü verilen bir köleyi gördüğünde "Sanki bugünden itibaren bu adam bir öğretmen, bir matematikçi ya da müzisyen olacakmış gibi sevinmek de neden? Bütün bunlar hakkında hiçbir eğitimi yok. Tek başına birini özgür bırakmak onu yıllardır bir dalın uzmanı yapmıyorsa, özgür de bırakmıyor demektir." der. Fakat bunda yüzyıllardır değişen bir şey var mı? Bilgi burada, bilgi önümüzde, bazen çoktandır içimizde, ama biz ona ulaşmak istemeyiz. Güç gelir. Çok çalışmak gerektirir. Bir şeyleri anlamaya çalışmak yeri gelir sırtında çuval taşımaktan daha beterdir. Vazgeçeriz. Pes ederiz. Ya da zateb hiç yeltenmeyiz.
Diyojen kendisi yanlış yaptığı halde başkalarını eleştirenlere kıymet vermez. Yanlışı yapan da onun yanlışını yüzüne vuran da esen rüzgarda birbirine karışan küllerdir. İkisi de hem gerçekleri hem de kendi gerçekliklerini kabul etmedikleri sürece sadece toz zerreleridir.
Reklam
Kaderin onunla savaşmaya geldiğini baştan kabullenmiştir ve buna karşı dimdik ayakta durabiliyor, kadere teşekkür edebiliyor ve ıslık çalarak yoluna devam edebiliyorsa bunun tek sebebi de felsefedir.
Bir seferinde biri ona gerçekten filozof olmamasına rağmen öyleymiş gibi davrandığını söyler. Diyojen uzun uzadıya nasıl da bir filozof olduğunu anlatmak yerine en azından taklit ettiği şeyin filozofluk olduğunu söyleyerek cevap verir. "En azından bilgeymiş gibi davranıyorum." der. "Bu da doğru yolda olduğumu gösterir."
Diyojen aynı zamanda korkunun da kölelik olduğunu söylüyor. O bin yıllar önce nelerden korkabiliyordu bilmiyoruz ama biz bugün evsiz kalmaktan korkmuyor muyuz? Yalnız kalmaktan, toplumda kabul görmemekten, çirkin olmaktan, bir adam ya da bir kadın tarafından terk edilmekten. Bu yüzden de bir evlilik ya da ilişkinin içinde, güzellik merkezlerinde, yüzümüze sahte bir gülümsemeyle eğlence mekanlarında, kalabalıkların ortasında hapsolmuyor muyuz?
Reklam
Köleler nasıl efendileri ne derse onu yapıyorlarsa insanlar da tutkularının dediklerini yapar.
873 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.