Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Piston aşa!
Elleri kağıt ve mürekkep kokuyor inançlı sözcükler uçuşuyor parmaklarından Her biri kanat kanat süzülen sözcükler Pamuk kozalarına yayılan Pistonlara ve dişlilere sarılan sözcükler Bütün bahçeler eylül vurgunuyken Tomurcuk tomurcuk açılan sözcükler Ki her biri Yaşanan bir destandan dizeler söyler
Burası toprak ve demir çığlığı Çukurova Kanalköprü'den kan akıyor tarlalara Her akşamüstü tutuşup yanarken sular Genç bir kızın ölüsüne takılıyor ayaklar
Reklam
Döşeme Mahallesi, Sümerevler...
Aç güneş tufanı kuralsız gözlerini Aç ki silinsin ihanetin iğrenç yüzü Görülsün o kartalın uçtuğu yerler Rüzgar olup estiği Tohum olup serpildiği yerler Renk renk grev bahçeleri Sel sel Ankara yürüyüşleri Döşeme mahallesi ve Sümerevler iş yerleri-fabrikalar ve bütün işçiler Bulvarlar-sokaklar ve bütün caddeler Bir bir gelip onun yüreğinden geçerler
Toroslar
Her özlemi yağmurla başlatan bu yerde Mutlaka bilmen gerekir o kartalı Toroslar tokalaşırken Akdeniz'le Karanfil kıvrımlarına yazılmıştır adı Zakkumlar dereler boyu nehirleşirken Ve her geceyarısı Vardiyalar uykusuzluğu değişirken yazılmıştır
Sen ki bir imgesin kar altında toprak diliyle Karakış içinde koklanmamış bir ilkbahar gülüyle Akıp gidensin içimde renk renk Coşup taşansın dilimde bembeyaz kar seliyle
Ah Çukurovam...
Aç güneş tufanı kuralsız gözlerini Bırak Seyhan kıyılarından Bakışların havalansın bu akşam Çukurova göklerinde Hiç konuşmadan ölümsüz bir kartalı söyle işçi gecelerinde Fabrika önlerinde Alınterine gül düşüren o yüreği söyle
Reklam
Ey imge pınarı dokun bu yerlere Dokun ki dile gelsin Coşkusu vurulmuş suskun yürekleri Dokun ki yandıkça uyansın Uyandıkça kavrasın kendi ışık selini O körkütük sarhoş ve tanrısal elleri
Bin renkli bir ovanın şiirsiz kıyısında Başka tanık yok Denizlerden uzak-dağlara doğru yağmurda Ve bol güneşli bir karanlık altında Birbirine karışıyor dilsiz şarkılar
Yüzü çöl yanığı bir selamdır kiminin Ortadan ikiye bölünmüş fellah yüreği Fellah demişler adına Azıcık ağlasa Nil taşar gözlerinde Azıcık gülse çöller vadileşir Bir yanı yarınsız cennet büyütür Cennetsiz "Kerbela" diye çarpar bir yanı Kiminin omuzlarında yağma sofrası geçmişi Yüzyılları nasırlaştıran alnında Kaç bin yılın hiç doğmamış Medya güneşi Vatandaşı olmuş dört ayrı kuvvetin işgali hak sayan bir ayrılıktan beri
Her özlemi yağmurla başlatan bu yerde insanlar vardır yurtsuz Açlık denizlerinden ağlarla çekilmiş Dilsizliğin ve çaresizliğin yurtsuzları Düşlerde köpüren umut ırmaklarında Çağlamak adına kurumanın yurtsuzları Dallardan kopup savrulmanın yurtsuzları
162 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.