Hamza Türkmen’in ifadesiyle, “Anadolu kültürünü İslâm zannetme”nin, gelenekçiliğin, mezhepçiliğin, tasavvufçuluğun, üstadcılığın/abiciliğin eleştirisiyle, yerleşik dindarlık ve İslâmcılık şedit bir şekilde sorgulanır. Mevlit okumak gibi âdetler, dinin beşerî akıl tarafından araçsallaştırılması sayılarak terk edilir. Oruçla beraber “sıradan” dindarların en popüler ibadet ritüeli olan Cuma namazının reddi, radikal İslâmcılığın en etkili -ihtilâf yaratan- provokasyonu olmuştur: Buna göre, İslâmi bir rejimle yönetilmediğine, yani darül İslâm olmadığına göre darül harp statüsünde olan bir ülkede, müminlerin siyasî birliğini simgeleyen Cuma namazı kılınamazdı.