Öyle zamanlar olur ki, bir çift göz içimizi ısıtır, birkaç güzel söz ruhumuza dokunur.
Sanırız ki herkes bizim gibi, samimi, içten ve gerçek.
Ama hayat öğretir ki, bazı gülüşlerin ardında saklı niyetler vardır.
Bazı sözler sadece kulağa hoş gelsin diye söylenmiştir.
Ve bazı insanlar, kalbimizin saflığından geçici bir menfaat için faydalanır.
Ama üzülme… Çünkü herkesin içini bilen, gönlündekini gören Rabbim, herkese layığını verir.
Hala nefes alıyorsanız, kıymetini bilin…
Çünkü bu gece, bazı hikayeler son cümlesini göremedi.
Bazı hayaller, yarına uyanmak için bir şans daha bulamadı.
Ve bazı insanlar, sevdiklerine son kez sarıldığını bilmeden uyudu.
Bugün hala yaşıyorsanız, kıymetini bilin.
Zira ertelenen her şey, bu gece geri dönmemek üzere yarım kaldı…
Bazen kelimelerin kifayetsiz kaldığı,
Ama kalbin konuştuğu bir sorudur.
Seni özledim diyemezsin,
Ama “Nasılsın?” dersin.
Görünürde sıradan bir selamdır,
Ama içinde biriktirdiklerin vardır.
Bir “Nasılsın?” bazen bir itiraf,
Bazen bir özür, bazen de vedadır.
Bazıları fark etmez,
Bazıları sadece cevap verir.
Ama doğru kişi,
“Sensiz eksik” diye fısıldar.
Herkes kendi yükünü taşır, herkesin yarası kendine ağırdır. Dışarıdan bakıp ahkam kesmek kolaydır. “Ben olsam böyle yapmazdım” demek, yaşanmamış acılar üzerine büyük konuşmaktır. Oysa insan, kendi düştüğü yerde bile bazen neden kalkamadığını bilemezken, başkasının yolunu nasıl yargılayabilir? Anlamak zor, eleştirmek kolay. O yüzden gerçek bilgelik, önce susmakta, sonra anlamakta saklıdır.