Irkımızın Kahramanları kim mi???
- Ölünce acunun ıssız kaldığı Alp Er Tunga,
- Seni kana doyuracağım diyerek öcünü alan ilk kadın hükümdarımız; Tomris,
- Toprak, devletin temeli ve milletin şerefi diyen Türk ordusunun kurucusu Mete Han,
- Kun İmparatorluğu'nu diriltmeye çalışan Çiçi
Papaya diz çöktüren Atila,
- Türk'ün bağımsızlık timsali Kür Şad ve 40 çerisi
Türkleri
#1001kitap~~~
Korkunç 1uykusuzluktan ve umutsuzluktan genç Emil Michel Cioran'ın boğuşmasını, saçmalıklar ve yabancılaşma, boşunalık gibi varoluşun mantıksızlığını gösteren bu kitap, aynı zamanda Cioran'ı 1kıyamet habercesi, 1umutsuzluk teorileri sunan, kendisi için yazı ve felsefe ile metafizik durumlarına da götüren erdemleri sunuyor ki bu kitabı 21yaşında
Vahşetin Çağrısı kurtların zamanla tüylerinde bazı değişikliklerin görüldüğü bir zamanda geçer. Kurulan tuzakların parçalandığı, hayvanların çalındığı güçlü, hayali bir köpeğin geçmişi anlatılır. Kutuplarda kızak köpeğiyken buza saplandıklarında ölmemek için tüyleri yanarcasına ateşin etrafında koşmak zorundadırlar ya da buz tutan tüylerinin bütün
#franzkafka #şato
♡♡♡
.
"Gözleri mendille bağlı birini istediğin kadar mendil arasından bak diye gayretlendirmeye çalış, yine hiçbir şey göremez. Ancak gözlerinden bağı alacaksın ki, görebilsin!"
.
ÇÜNKÜ MEKTUPLAR DURMADAN DEĞİŞTİR DEĞERLERİNİ
.
Herkese Merhaba
.
KAFKA okumayı çok sevdiğimi bilmeyen kalmadı
Dava eserinde Kafka, bize 'Korku Çağı' diye adlandırılan, karanlık bir zamanı anlatır. İnsanlar artık kendi iradeleriyle değil, bu korku ile yaşarlar. Bu çağa korku egemen olmuştur. Bu zamanda her şey korku ile yönetilmekte, baskı hemen her yerdedir. Dava kitabı aslında sisteme yapılan en iyi eleştiridir. Hukuk sistemine olan eleştiri… Josef K’yı
Adana da köyde yaşayan eskiler bilir her yaz pamuk toplarsınız sıcağın ortasında yana yana ama mecbursunuz geçim bu sonuçta. Bu romanımızda Adana da geçen -bir Adanalı olarak :)- toplumcu gerçekçi romanımız- yani adındanda anlaşılacağı gibi toplumun dertlerinden bahseden romanlar- Ali ve ailesini geçimini sağlamak için pamuk toplamaya köylüyle beraber gitmesi ancak yolda ayakta bile duramayan bir kocamışa yardım ettiği için zaten ölmek üzere olan atı ölür ve yolda kalırlar. Köylüye yetişebilmek için o kadar çaba harcarlar ki gecelerini gündüzlerine katarlar. E tabi o kar yorulmaya birbirlerinin kalplerini çok kırıyorlar. En sonunda pamuğa geliyorlar ama pamuğum yarısından fazlası toplanmış. Tüm emekleri boşuna gidiyor nerdeyse çünkü o kadar kötü olmuşlar ki gözleri dışarı çıkmış tenleri kararmış, cılızlaşmışlar. Benim bu romanda en sevdiğim şeylerden ilki tabi ki de İnce Memede atıfta bulunması eminim herkes de bir gülümseme yapmıştır. Ve Yaşar Kemal O kadar güzel betimlemiş ki ben bu romanı okurken oturmama rağmen ayaklarım ağrıdı diyebilirim. Sıcaklamama gerek yok çünkü adana şimdiden çok sıcak :) Romanda sevdiğim olaylardan birisi de muhtar ve köylü ilişkisini çok güzel anlatmıştı çünkü şuan bile muhtarlar köylülere koyun muamelesi yapıyor hizmet yapmamasına rağmen yağmış gösteriyor hatta yaptığı iyiliği başlarına kakıyor. o kadar güzel bir kitaptı ki hepiniz öneriyorum. Bir sonraki kitapta görüşürüzzzzzzzzz.
