Asimov' un bu kitabında robot serisinin baş karakteri Baley, insanların birbilerini hiç görmeden yaşadıkları bir gezegende yaşanan bir cinayeti çözmek için adeta tecrit altındaki gezegeninden (inlanların yeraltına inşa ettikleri çelik mağaralardan) çıkıyor. İlk başka korkunç gözüksede merak onu sarıp sarmalıyor.
Yaşadıkları zaman öyle bir zaman ki insanlar iki uçta yaşıyorlar bir gezegendekilerin kişsel alanları bile yokken diğerleri birbirlerini görmenin, aynı alanda görebilecekeri kadar yakında olmayı dehşetli buluyor. Yine de her iki koşulda da bu genel yargıya zıt sesler çıkıyor. Çok insanca ve aynı zamandanda çok da olası (olmak zorunda olan) sesler.
Alternatif dünlara aynı anda birbirinden bağımsız, ve görünürde hiç alakasız sorunları var. Robot çağında her şey değişmiş ama yine de hepsi insan ve ne derlerse desinler insan o kadar da kolay değişen bir canlı değil. Yine de insanların özel alana da ihtiyaçları var ve bir arada olmaya da. Birbiriyle konuşmaya, akıl yürütmeye, üretmeye: sanat, bilim, hayal... hepsine ihtiyaçları var bu bir temel güdü.
Asimov' a sanırım biraz daha hayran oldum. Çünkü hem teknolojiyi, uzayı, olası dünyaları ayrıntılarıyla oluşturup hayal etmemize, hem de insanın temelde yine de insan olduğuna ve geçmişte de gelecekte de yine de insanca tepkilerinin nasıl tekrarlar üzerine olduğunu çok ince bir şekilde gösteriyor.
İyi ki okudum denecek kitaplardan.