(…) Freud, insanların tüm davranışlarının bir sebebe bağlı olarak ortaya çıktığını, nedensiz hiçbir şeyin mümkün olmayacağını düşünür. (…) Fakat bu davranışların sebepleri genellikle bilinçdışından gelir. Bu katı determinist (gerekirci) düşünce nedeniyle insanda özgür bir iradenin varlığını kabul etmez. Ona göre insan, kendi eylemlerini özgürce yerine getirme yeteneğine sahip değildir. Çünkü insanın karar vermesi ve eylemde bulunmasında da bilinçdışı süreçler, irrasyonel güçler ve içgüdüler daha fazla etkilidir.
162 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
(Spoiler) Direkt lafa gireceğim, ben hiç bu kadar ağlamadım. Tek Ali ile Ramazan'a değil; Türkiye'ye, insanlara, ve yalnızlığa ağladım. Kitabı okurken ben ali idim. Yalnızdım, sürekli ağlamaklı ve iç çukurum da boğuşuyorum. Kitap beni bir defa daha gerçeklerle tanıştırdı. Ben, ali, ramazansız bir hiçim. Ramazanlar bizi ne kadar üzerse üzsünler onlara için atıyor kalbimiz. Onlardan başka hakikat göremiyoruz. Ölümün birden geleceğine inanmıyoruz çünkü biz ramazanlar ile baharı bekliyorduk.
Ali ile Ramazan
Ali ile RamazanPerihan Mağden · Doğan Kitap Yayınları · 2010454 okunma
Reklam
İlkin Freud'la başlayalım. O'na göre, bu görüş açısından bakıldığında yalnız ilkel insan ‘sağlıklı' diye adlandırılabilir. Çünkü ilkel insan, tüm içgüdüsel isteklerini, bastırmaya, engellemeye ya da yüceltmeye gerek duymaksızın doyurur. (Freud'un ilkel insanın içgüdüsel yönden tam doymuş, sınırlanmamış bir yaşam süren biri olduğu kanısının romantik bir kurgu olduğu, çağdaş insanbilimciler tarafından büyük ölçüde kanıtlanmıştır.) Ama tarihsel spekülasyondan çağdaş insanın tam anlamıyla sağlıklı (ya da bu nedenle mutlu) olamayacağını usumuzdan çıkarmasak bile, Freud bize ansal sağlığı neyin oluşturduğu konusunda belirli ölçütler vermektedir. Bu ölçütler onun evrimci kuramına başvurularak anlaşılabilirler. Bu kuramın iki temel görüşü vardır: Libidonun evrimi ve insanın başkalarıyla ilişkilerinin evrimi. Freud, kuramında libidonun, yani cinsel itki gücünün bir gelişme geçirerek evrildiğini varsayar.
zaman yok
uzaklaştıkça yakınlaşacağız. zamanın bir önemi yok çünkü, zaman yok. zaman hep şu an’dı. zaman ikibinsekizdi. (hâlâ öyle) Jack Sailor
Platon diyor ki:"Nazik olun, çünkü karşılaştığınız herkes farkında olmadığınız zorluklarla boğuşuyor.” Fernando Pessoa ekliyor; "Kimseyle alay etme, asla kimseyi küçük düşürme, kalbinin en ücra köşesinde bile yapma bunu. İnsan yaşamı alaya alınmayacak kadar hüzünlü ve ciddidir!"
İnsan çok kez bir şey aracılığıyla düşünmüş olduğuna, düşüncelerinin kendi düşünce etkinliğinin sonucu olduğuna inanır. Gerçekte ise beynini kamuoyunun putlarına, gazetelere, iktidara ya da siyasal bir lidere aktarmıştır. Onların kendi düşüncelerini dile getirdiklerine inanmaktadır. Oysa gerçekte onlara ait olan düşünceleri kendi düşünceleriymiş gibi benimsemektedir. Çünkü onları putları, bilgelik ve bilgi tanrıları olarak seçmiştir. Putlarına kesinlikle bu nedenden bağımlıdır ve onlara tapınmaktan bir türlü vazgeçemez. O, bu putların kölesidir. Çünkü, beynini onlara emanet etmiştir.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.