İlkin Freud'la başlayalım. O'na göre, bu görüş açısından bakıldığında yalnız ilkel insan ‘sağlıklı' diye adlandırılabilir. Çünkü ilkel insan, tüm içgüdüsel isteklerini, bastırmaya, engellemeye ya da yüceltmeye gerek duymaksızın doyurur. (Freud'un ilkel insanın içgüdüsel yönden tam doymuş, sınırlanmamış bir yaşam süren biri olduğu kanısının romantik bir kurgu olduğu, çağdaş insanbilimciler tarafından büyük ölçüde kanıtlanmıştır.) Ama tarihsel spekülasyondan çağdaş insanın tam anlamıyla sağlıklı (ya da bu nedenle mutlu) olamayacağını usumuzdan çıkarmasak bile, Freud bize ansal sağlığı neyin oluşturduğu konusunda belirli ölçütler vermektedir. Bu ölçütler onun evrimci kuramına başvurularak anlaşılabilirler. Bu kuramın iki temel görüşü vardır: Libidonun evrimi ve insanın başkalarıyla ilişkilerinin evrimi. Freud, kuramında libidonun, yani cinsel itki gücünün bir gelişme geçirerek evrildiğini varsayar.