Burçin DEMİRTAŞ

Babam kırk üç yaşında öldü, ben on be yaşındayım. Bugün ondan daha yaşlıyım. Onu daha iyi tanımamış olmaktan dolayı üzgünüm. Bundan dolayı ona kızgın değilim.
Reklam
Bir türlü tadamadığım yakıcı bir duygunun pençesi­ne düşmek istiyordum: böylece yaşadığımı hissedebile­yim; günah, şehvet, acı, pişmanlık, suçluluk kavursun içimi, içimdeki ve evimdeki boşluk dolsun. Beni yakan ateşi saklamak olsun işim. Günler daha hızlı geçer. Za­man anlam kazanır.
Düşündüm, BİR HAYAT NEDİR? Başlar ve biter, BİR HAYAT NEDİR? Acı ve tatlıdır, unutulur hepsi, BİR HAYAT NE­ DİR? Emin olmasam da 'hayat bir iz bırakmaktır’ diyebili­ rim. Mezar taşı bir iz sayılır mı, emin değilim. Razı olan için mezar taşı bir izdir. Ben razı değilim. Gerçi elimden ne gelir?

Reader Follow Recommendations

See All
Yaşamak her şeye rağmen bir iz bırakmaktır yeryü­zünde
Yaralar vardır Hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılamaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar. Biri çıkar da bunları söyler ya da yazarsa, insanlar, yürürlükteki inançlara ve kendi akıllarına göre hem saygılı hem de alaycı bir gülüşle dinlerler bunları. Çünkü henüz çaresi de, devası da yok bu dertlerin.
Reklam
Sevmekten kendimi alamadığım hayatla, cazibesinden korktuğum ölümün arasındayım işte
Gönlümün kaydığı bütün dinginliklerin, ruhumu parçalayan sivri köşeleri var. Bakışlarımı kenetlediğim bütün bakışlar zifiri karanlık çıktı
Sayfa 192
Bunca tanışıklığımız varken sana dair bana söz düşmüyor..
Reklam
Onca sevgiye rağmen kalbi filizlenmemişse, toprağı siz değilsinizdir..
Bu yüzden öldü" dedi bana doktor. "Bizlerden daha sağlıklıydı; ama insan onun göğsünü dinleyince yüreğinin içinde fokurdayan gözyaşlarını duyabiliyordu."
Mutluluk değil, cebelleşecek sorun arıyordu insanlar. Biriyle uğraştıktan sonra bir yenisine, aşılması daha güç bir soruna doğru içgüdüsel bir yöneliş vardı hepimizde - hiçbir zaman kazanılamayan, başardıkça başarması güçleşen; Nintendo, Süper Mario gibi yeryüzünün gelmiş geçmiş en çok satan oyunları da bir tek türümüze özgü bu özellik üzerine kurulu degil mi?
Sayfa 142Kitabı okudu
Kendi günlük yaşantılarımız da, kollektif cinneti nasıl savunduğumuzu gösteren basit örneklerle dolu. Hızlı, daha hızlı arabalar imal etmek ve satın almak için milyarlar harcarken, bir yandan da hız limitini denetlemeye ve azaltmaya çalışıyoruz. Yeryüzünde yaşayabileceğimiz bir sürü yer olduğu halde o kadar sıkışıp kaldık ki, ne zaman yürüyüp ne zaman duracağımızı gösteren ışıklara muhtacız.
Kapısı ve anahtarı olmayan bir kafeste yaşıyor gibiyim . Ve kimseye beni buradan nasıl çıkaracağını anlatamıyorum .
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.