Mü’min, günahını, üzerine yuvarlanmasından korktuğu bir dağ zanneder. Günaha dadanmış kişi, günahını burnunun ucuna konmuş, ona bir şey söylediğinde uçacak bir sinek gibi görür. - Hadisi Şerif-Buharî, De’avât, 4
“Mü’min kimse günahlarını hayalinde öylesine büyütür ki sanki kendisi bir dağın eteğinde oturuyormuş da dağ üzerine çökecekmiş zanneder. Günaha düşkün kimse ise günahlarını, burnunun üstüne konan bir sinek gibi görür.” [Buhârî, “Daavât”, 4]
Reklam
Bir kötülüğe bakıp bin iyiliği silmeyin.
Halbuki,insan,fıtratındaki zulüm damarıyla,şeytanın telkiniyle, bir zâtın yüz hasenâtını birtek seyyie yüzünden unutur,mü’min kardeşine adâvet eder,günahlara girer.Nasıl bir sinek kanadı göz üstüne bırakılsa bir dağı setreder,göstermez.Öyle de,insan,garaz damarıyla sinek kanadı kadar bir seyyie ile dağ gibi hasenâtı örter,unutur.Mü’min kardeşine adâvet eder,insanların hayat-ı içtimaiyesinde bir fesat âleti olur.
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Efendimiz'in (s.a.s): "Mü'min, günahlarını üzerine düşecek bir dağ gibi görür, münafık ise onları burnun üzerine konan ve kovalayınca kaçacak bir sinek gibi görür." (Tirmizi
Sayfa 191
71 syf.
·
Not rated
Sürekli Tövbe Edip Tövbesini Bozan Kişinin Hikayesi
GÜNÜN HİKAYESİ İŞTE BU BİZİM HİKAYEMİZ... Tevbesinde Durmayan Kulun Allah'a Seslenişi Hz. Musa zamanında bir adam vardı; bu adam sık sık günahlarına piş­man olur, kesin ifadeli tevbeler eder; fakat aradan çok geçmeden sözünden cayarak eski günahlarını tekrar işlemeye dönerdi. Bir gün her zamanki bin bir cümlelik konuşmasını yaptıktan sonra
Fena Risalesi
Fena RisalesiMuhyiddin İbn Arabi · İz Yayıncılık · 2015246 okunma
Mümin kimse günahlarını hayalinde öylesine büyütür ki sanki kendisi bir dağın eteğinde oturuyormuş da dağ üzerine çökecekmiş zanneder. Günaha düşkün kimse ise günahlarını, burnunun üstüne konan bir sinek gibi görür.
Reklam
Türk kadınlarının doğdukları andan itibaren DNA’larına kodlanmış olan ‘evlenme saplantısı’ ne yazık ki bizde daha yoğun yaşanıyor. Millete ailesinden genetik miras olarak mavi göz kalır, bize de bu evlenme saplantısı kalmış. “Sinek kadar eri olanın dağ kadar feri olurmuş”
İşte وَلِلّٰهِ الْمَثَلُ الْاَعْلٰى eğer her mahluk, her zerre doğrudan doğruya Vâhid-i Ehad'e isnad edilse ve onlar ona intisap etseler; o vakit o intisap kuvvetiyle ve seyyidinin havliyle, emriyle; karınca, Firavun'un sarayını başına yıkar, baş aşağı atar. Sinek, Nemrut'u gebertip cehenneme atar. Bir mikrop, en cebbar bir zalimi kabre sokar. Buğday tanesi kadar çam çekirdeği, bir dağ gibi bir çam ağacının destgâhı ve makinesi hükmüne geçer. Havanın zerresi, bütün çiçeklerin, meyvelerin ayrı ayrı işlerinde, teşekkülatlarında muntazaman, güzelce çalışabilir. Bütün bu kolaylık, bilbedahe memuriyet ve intisaptan ileri geliyor.
Allah Resûlü (s.a.s.) şöyle buyurur: "Mümin, günahını sanki dağın dibindeymiş de dağ üzerine devrilecekmiş gibi görür. Fâcir de günahını burnuna konan (ve elini sallasa kaçacak olan) bir sinek gibi görür.
678 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.