Hapishanede Şarik Adlı köpeğimiz vardı.
Ölüler Evinden Anılar Gene de ben hapishanedeyken bir Rastlantı olarak birkaç hayvanımız vardı. Gnedko'dan başka, köpeklerimiz, kazła mımız, Vaska adında da bir tekemiz olmuştu; bir süre aramızda bir kartal bile yaşadı. Hapishane köpeği olarak, önce de söylediğim gibi, Şarik adlı köpeğimiz vardı; zeki, iyi huylu bir hayvandı, onunla iyice
Ölüler Evinden Anılar sayfa 101.102
Batı modernitesinin akademisyenlerini ve güçlü medyasını nasıl ikna edip yurttaşların hassasiyetlerini azaltarak homoseksüelliği kabul ettirdiğine bir bakın. Hıristiyanlığın saygın olduğu dönemlerde buna günah olarak bakılıyor ve doğru bir şekilde "livata" (sodomy) olarak isimlendiriliyordu. Daha sonra günah olmaktan çıkıp tedavi edilmesi gereken anormal sapkın bir cinsel rahatsızlık olarak nitelendirildi. Sonra bu isim de homoseksüellik olarak değiştirildi. Günahkarlık etiketi kaldırıldı ve homoseksüeller hastaya dönüştü. Bu durum 1973'e, eşcinsel aktivistler Amerikan Psikiyatri Birliği'ne homoseksüelliği psikiyatrik rahatsızlıklar listesinden kaldırması için baskı yapana kadar devam etti. Zaman içinde "eşcinsel" (gay) tabiri popüler oldu ve birçok Batılı eşcinseli cinsel olarak sapkın değil, farklı olarak görmeye başladı. Eşcinseller de özgüven kazandıkça, savunmadan hücum stratejisine geçtiler. Yeni bir terim olan "homofobi'yi ortaya atıp eşcinsellerden nefret eden, korku duyan ve onlara ayrımcılık yapanları damgaladılar. Bu "psikopatolojik teşhise" göre, eşcinselleri kabul etmeyen ve onlara karşı duygusal bir duruş takınan herkes bu irrasyonel fobisi için psikolojik yardım almalıdır!
Reklam
Arap Köktenciliği ve Haçlı Seferleri
Şimdi de Arap dünyasının son on yıllarına bir bakalım. Bu coğrafyada Batı sömürgeciliği süreci Birinci Dünya Savaşı ertesinde, yani tüm dünyada Ekim Devrimi'nin tetiklediği bağımsızlık süreçlerinin gelişimiyle aynı yıllarda başladı. Bu talihsiz zamanlama, hiç kuşkusuz Arapların ulusal aşağılanma duygusunu daha da pekiştirdi —özellikle de
Sayfa 79-80
2001 yılı Ekim ayında kız kardeşim çok hastalandı, mide spazmları vardı, dolaşmakta zorlanıyordu, yürümek ise baş- lı başına bir sorundu. Sadece yataktan kalkması bile onu tü- ketiyordu, o kadar çok ağrısı vardı. 2002 yılı Mart ayında bi- yopsiler alındı, ve 24 değişik ilaç almaya başladı. Doktorlar kendisinde ne olduğunu bulamıyorlardı. O kadar
Düşüncelere daldı... "Neyin nesi bu? Başkası olsa yapar mıydı bunları?" diye geçti kafasından. "Başkası, başkası... Nedir bu başkası?" Kendini " başkasıyla " karşılaştırmaya koyuldu. Düşünmeye başladı, düşündü, düşündü; böylece kafasında başkası hakkında Zahar'a anlattıklarının tamamen karşıtı bir fikir
Kızılca gün!
Kızılca Gün! “Türlü yalanlarla,iftiralarla ve işgalci süngülerinin yarattığı korkutucu tehditlerle kurtuluşun mümkün olmadığına,verilecek mücadelenin daha fazla kan ve gözyaşından başka şey getirmeyeceğine ikna edilmeye çalışılan millet,istiklali için,padişahın hain diye yaftaladığı,askerlikten istifa etmiş bir Mustafa Kemal’in peşinden gelecek
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.