"Ninelerden dedelerden beri kendi başına yaşayan köylerinde denizin, dağın, ormanın kime ait olduğunu hiç düşünmemişlerdi. Başlarını soktukları küçük evler, bahçeler sahipliydi ama bunun ötesi Tanrı’ya aitti. Hiç doğanın, havanın suyun sahibi olur muydu? Meğerse varmış."
Sayfa 101Kitabı okudu
Ahulgo'nun 1839 yılında ikinci kez kuşatılıp düşmesi, Mürit Sa­vaşları'nın dönüm noktası olarak görülebilir. Burada yaşananlar Şamil'in azmini o kadar pekiştirdi ki artık hiçbir şey onu intikam almaktan alıkoyamazdı. Nefret ve intikam duygusuyla bilenen Şamil kıyasıya mücadele edecekti. Mayıs ayında Ahulgo'ya çekilen Şamil,
Reklam
Hasan Dağı Efsanesi
"Bir sabah, uykudan yorgun uyanan Eyüboğlu Selahaddin Padişah Hasan Beyi yanına çağırmış, şu doğan güneşin, balkıyan ışığın, dönen çarkı feleğin, çölün, kutsal Kudüsün, bereketli toprağın, yeşil çimenlerin yüzü suyu aşkına, bu kılıç bundan sonra senin elinde o demir donlulara karşı savaşacak, kimseye de teslim olmayacaktır. Al kılıcı, al
Sayfa 457 - Yapı Kredi Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ninelerden dedelerden beri kendi başına yaşayan köylerinde denizin, dağın, ormanın kime ait olduğunu hiç düşünmemişlerdi. Başlarını soktukları küçük evler, bahçeler sahipliydi ama bunun ötesi Tanrı’ya aitti. Hiç doğanın, havanın suyun sahibi olur muydu? Meğerse varmış.
Ninelerden dedelerden beri kendi başına yaşayan köylerinde denizin, dağın, ormanın kime ait olduğunu hiç düşünmemişlerdi. Başlarını soktukları küçük evler, bahçeler sahipliydi ama bunun ötesi Tanrı'ya aitti. Hiç doğanın, havanın, suyun sahibi olur muydu? Meğerse varmış.
Sayfa 101Kitabı okudu
İsi tüten, ölgün bir ateşin başında kara kara düşünmekteydi. Dizinde tuttuğu körükle besbelli ateşi canlandırıp diriltmeye çalışırken derin düşüncelere dalmıştı. Kollarını körüğün üstüne devşirip çenesini başparmaklarına dayamış ve gözlerini, dalgın dalgın ocağın demirlerine dikmişti.
Reklam
( Nuh’un büyükbabası Enok ) _Meleklerin Düşüşü ve Masonluk_ _İnsanoğulları çoğalınca, güzel ve alımlı kızları oldu. Melekler, göklerin çocukları onları görüp şehvet hissettiler. Birbirlerine dediler ki: “Gelin insanların arasından kendimize eşler seçelim ve onlardan çocuklarımız olsun.” Liderleri Semyaza onlara dedi ki: “büyük bir günahın cezasını
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil _Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız. _Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu? _Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar _Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür. _Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
_Kitap okumayan cahil halk kitlesi, edebiyatın yarattığı zihinsel devrimden etkilenmemiş olarak kalır. Bu yüzden Avrupa’da sözlü olarak bugüne gelmiş olan boş inançlar, genellikle dinden çok daha eski ve ilkel tiptedir. Eğitimli dünyayı baştan aşağı sarsmış ve değiştirmiş olan büyük entelektüel güçler, köylüleri pek etkilememiştir. Onlar, en
191 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.