248 yılında imparator Philippus Arabs’ın (Arap Philippus adındaki menşei Damascus’lu [Şam] imparator) zamanında Roma’nın kuruluşunun 1000. yılı şaşaalı bir geçit resmiyle kutlanmış, imparatorluk yazıtlarında ve darp edilen sikkelerde Roma’nın sonsuzluğu ROMA AETERNA (Ebedi Roma) ibaresiyle vurgulanmış, çeşitli cephelerde düşmanlara karşı alınan büyük yenilgilere rağmen imparatorlar Invictus (Yenilmez) olarak nitelendirilmiştir.
Karbon nanotüpler ve Şam çeliği
Haçlılar Müslümanlarla karşılaştıklarında Müslümanların özellikle esnek fakat keskin kılıçlarına hayran olmuşlardı. Her birinde de farklı desenler vardı. Bu kılıçlar o zamanın en iyileriydi ve etraflarında birçok efsane oluştu. Bunlardan en ünlüsünü siz de tarihi filmlerde görmüş olabilirsiniz: Böyle bir kılıç üzerine düşen bir ipek mendili ikiye
Reklam
SAĞ ELLER HAVAYA
Arapça yamîn “sağ”, daha doğrusu “sağ el”. Sağ elin uğurlu sol elin uğursuz olduğuna dair inanış, en eski zamandan beri tüm insan topluluklarında var. Ortadoğu’nun Sami toplumlarında da sağ avucunu gösterme jesti kadim zamanlardan bu yana doğruluk, güven, dostluk, söz verme ifade etmiş. Yemin etmek, esasen sağ elini kaldırıp göstermek demek. Eskiden yemin vermek denirdi, daha bile somut. Yamîn’in Arapça zıddı asıl yesar değil şa’m, yani sol el. Bunun türevi şom ağızlı’daki şom, yani uğursuz, kutsuz. Ayrıca şe’amet (uğursuzluk) ve meş’um (uğursuz, lanetli) sözcükleri de aynı Arapça kökten geliyor. Misal: “O meş’um günde vatan mateme gark olmuştu.” Arapçanın İslamöncesi döneminde bu kelimeler coğrafi yön anlamında da kullanılmış. Gün doğumunu karşına alırsan sağ güney, sol kuzey olur. O yüzden öz Arabistan’ın güneyindeki ülkenin adı Yemen, kuzeyindeki ülkenin adı da Şa’m olmuş. Şam esasen bugünkü Suriyenin güney kısmını oluşturan memleketin adı, bunun başkenti olan kent de aslen Dımışk yahut Dimaşk, İngilizcesi Damascus. Osmanlı’nın Şam vilayetinin başkenti olduğundan, bizde Şam diye anılıyor.
Kayısının Arapçası “mişmiş’ miş .
Kayısının Arapçası “mişmiş’ olup Şam’ın kayısısı ünlüdür. Amerika’nın “keşfinden” sonra İspanyollar aracılığıyla Güney Amerika ile tanışan kayısının Şili ve Arjantin’deki adı, Şam kentinin Latince adı olan “Damascus”tan hareketle “Damasco” şeklindedir.
Damascus Şam oluyor
Güncel bir örnek vermek gerekirse, geçenlerde radyoda dinlediğim bir sohbet programında, hanım sunucu en verimli çağında kariyerinde köklü bir değişikliğe gitmiş olan ünlü konuğuna “Bu kararı iyice düşünüp taşındıktan sonra mı verdiniz, yoksa tıpkı Emmaus’a giden yolda olduğu gibi aniden ortaya çıkan göz kamaştırıcı bir ışık mı size yol gösterdi?” diye sordu. Eğer sunucu hanım Snorri’nin Nesir Edda’sının Hıristiyan nitelikteki çağdaş bir eşdeğerine veya Kitabı Mukaddes’in Resullerin İşleri başlıklı bölümüne önceden göz atmış olsaydı, Emmaus’a giden yol ile Damascus’a* giden yolu herhalde karıştırmazdı.
Şam, HZ. İbrahim'den bin yıl kadar evvel kurulmuş bir şehirdi. Damascus-DIMIŞK adı "dem-i şekk" ten geliyordu."Kanın ayrıldığı yer". Yani Kabil'in Habil'i öldürdüğü, yeryüzünde ilk kanın aktığı yer..
Sayfa 385Kitabı okudu
Reklam
18 öğeden 11 ile 18 arasındakiler gösteriliyor.