Batı uygarlığı, önce çarmıha gerdiği İsa'yı, sonra ikona dönüştürüp bu kez de kendi boynuna asmadı mı? Ve Hıristiyanlar, Bakire Meryem'in rahmindeki kanla yıkandıklarında temizlenip arınacaklarına inanmıyorlar mıydı?
Kurbanlık koyunları gelin gibi süsleyerek, şefkatle kesime hazırlayan ve öte yandan gerdek gecesinde ille de bir kaç damla kan akıtılmasını talep eden Doğu töresinde, düğün ile bayram kültürü, hala o premodern totemcilikten beslenmiş olmuyor mu?
Kan, uygarlık ile barbarlığın ortak rengidir, kimileri onu gerdek odasının kapısından kovsa bile, o, yıkık kentlere törenle gönderilmiş delikanlının tabutunda bir cinnet ayini olarak geri dönebilir!
İlkel insan, kafatascıydı, evet: fakat kafası -modern insanınki gibi- kan ticareti yapmaya yetebilecek derecede gelişkin değildi. Mağara döneminde yaprağın rengi yeşildir; oysa apartman çağında, haki de kan rengidir.
Dünyanın Bütün Aydınları Konuşuyor