Biz, "söylemiyoruz"ama "söyleniyoruz". Konuşmuyoruz ama, mırıldanıyoruz. Biz niye böyleyiz? Genelde "sessiz"leştik. Bizdeki sessizlik, iyi huylu olmaktan mı kaynaklanıyor, yoksa içinden geçeni söylemeye, çekinmekten mi?.. Daha kötüsü, korkmaktan mı?.. Yoksa hiç günah işlenmezse, sevap işlenmese de olur sanmaktan mı? Ya aydın kişi sıfatı yakıştırılanların sessizliği, neden ola ki?
Hiç günah işlemeyen, kendisini toplum görevini yapmış sanıyor. Hiç sevap işlememiş olsa bile... Oysa Dante'nin Cehennemi'nde, hiç günah işlemeyen de, cehenneme atılıyor... Hiç sevap işlemedikleri için.
Toplumumuzda, "sıkıntılı insan" oranı yükseliyor. Bu nedenle, konuları daldan dala atlayan kitapları, yazmak kolaylaştı, okumak da...
Örneği, elinizde..
Aydın Boysan
İstanbul 2005
"Dante'nin İlahi Komedya'sıyla Beccaria'ınn Cürümler, Cezalar adındaki kitabı arasında sıkı bağ vardır. Biri kanunu, biri dogmayı hırpaladı; bu iki adam iki canavarı öldürdü; biri cehennemi, biri idamı!"*
“Demek pislikle dolu gazeteleri çöpe atarak ya da televizyon kanallarını bir tuşla değiştirerek gerçekleri kapının önünde bırakmak mümkün olmuyormuş” diye söylendi.