Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken, ya da uyurken, seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim?
Birinci Dünya Savaşı'nda biz bir vatan ve millet olduğumuzu ispat ettik. Vatan için savaşan, millet için ölen insanlar başka yerde yoktur. Uzun savaşlarda gençlerimiz, zanaatkârlarımız, çiftçilerimiz, eli ayağı tutan herkes şehit oldu. Dört yıllık bu savaş, bize milli bir bilinç kazandırdı ve Cumhuriyet'i de işte bu bilinçle kurduk.
Soğuk bir zeminde uzanıp acıyla kavrandığım zamanlarımda on altı yaşındaydım. Bir odaya terk edildiğimde ve dayak yediğimde on dört yaşındaydım. Sokağa bırakıldığımda ve yağmurun altında sırılsıklam olduğumda on iki yaşındaydım. İnsanlardan kaçarken yere düştüğüm zamanlar on yaşındaydım. Korkuyla bağırırken, kendimi kurtarmaya çalışırken altı yaşındaydım. Yatağımın altına saklanırken ve kimsenin beni bulamayacağını düşünürken beş yaşındaydım. Canımın acısı, kalbimi eserken dört yaşındaydım. Hepsinde acı çekmiştim, hepsinde canım çok yanmıştı ama bir şey hepsinden daha çok canımı yakmıştı.
Bütün yaşlarımda yalnızdım ve şimdi acı çekerken, korkarken, canım yok olurken tek kişi değil, birçok kişiyleydim. Bütün yaşlarım kıskançlıkla bana sırtlarını dönerken yirmi iki yaşım ilk defa yalnız olmayışının güzelliğiyle gülümsüyordu. Bu yeterliydi , bütün yaşlarımın ellerini yirmi iki yaşındaki Helin tutabilirdi ve onların yalnız hissetmemelerine neden olabilirdi. Gerçekten bu yeterliydi.