TAHRİKLERE ALDANMA Ne yazık ki bu gün hâlâ namazının kıymetini anlayamamış bir avuç azgınlık var. Fakat sesleri çok çıkıyor. Zannediyoruz ki ülkemizde yaşayan herkes onlar gibi düşünüyor. Bütün dertleri gençlerin namazla buluşmaları. Bundan müthiş bir şekilde rahatız oluyorlar. Gençler namaz kılıyor diye kinlerinden neredeyse geberecekler.
Böylece ne idik, ne olduk, ne olacağız soruları, yüreğimizde ve kafamızda şekillenerek bizi memleket meselelerinin birer dâvâ adamı hâline getirir.
Okuyunuz!!
Riya: "Kıyamet günü, hesapların görüleceği gün ilk çağrılacak kimseler, zenginler, âlimler ve şehitler olacaktır. Zengin gelecek, 'Ya Rabbi! Malımı senin yolunda infak ettim' diyecek. Ona, 'Yalan söylüyorsun. Sen, ne de cömert adam desinler diye bunu yaptın' denilecek. Sonra âlim gelecek, 'Ya Rabbi! Senin için ilim öğrendim ve öğrettim' diyecek. Ona, 'Yalan söylüyorsun. Sen, bunu ne de bilgili âlim desinler diye yaptın' denilecek. Sonra şehit gelecek, 'Ya Rabbi! Senin için canımı verdim' diyecek. Ona, 'Yalan söylüyorsun. Sen, ne de yiğit adam desinler diye savaştın. Dünyada da bunları zaten size dediler' denilecek. Ve mahşer günü cehennem ateşi bu üç kişiyle tutuşturulacak" Allah'ın rızasını kazanmak için değil de insanların beğenisini, takdirini ve hoşnutluğunu kazanmak için iş ve amel yapanlar, tüm birikimlerini tüketmişlerdir. Çünkü ihlasını kaybedenlerin kaybedecek başka bir şeyleri kalmamış demektir. Dava adamı için gösteriş demek, koca bir hayatı boşa harcamak demektir.
“ Bir davanın gerçek salikleri göze aldıkları çabaların devam edebilir şartlarını korumayı gözetirler. O çabaların semeresiyle daha az ilgilidirler. Açıkçası bir koy beş al hesabını yapanlar dava adamı olmadıklarını bu tutumlarıyla belli etmiş olurlar.”
Sayfa 69 - E-Kitap
Üstâd diyorsam; fildişi kulesinde purosunu tüttüren, agoradan bîhaber yalnız ve yalnızca bir mütefekkir yahut iş bedel ödemeye gelince rahat köşesine çekilip dava ve iddiasını sükûta mecbur eden tatlı su balığı çapsızlığında bir aksiyoner değil; yaşadığı ömrün 30 küsur sene fazlasıyla hakkında verilen hapis cezalarını, 'öp beni alnımdan, sen öp seccadem' tebessümü, 'Ne gelir ki elden kader bu emir' tevekkülü, 'Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir' terennümü ile göğüslemeyi şereflerin en büyüğü bilen, dava adamı Üstâd. ...
Sayfa 183 - Profil Kitap, 8. Baskı: Nisan 2018Kitabı okudu
Hazreti Muhammed aleyhisselâm
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dava etmiş ki: "Ben, şu kâinat Hâlıkının meb'usuyum. Delilim de şudur ki: Müstemir âdetini, benim dua ve iltimasımla değiştirecek. İşte parmaklarıma bakınız, beş musluklu bir çeşme gibi akıttırıyor. Kamer'e bakınız, bir parmağımın işaretiyle iki parça ediyor. Şu ağaca bakınız; beni tasdik için yanıma geliyor, şehadet ediyor. Şu bir parça taama bakınız; iki-üç adama ancak kâfi geldiği halde, işte ikiyüz-üçyüz adamı tok ediyor." Ve hâkeza.. yüzer mu'cizatı böyle göstermiştir.
Sayfa 90
Yüz kere davete icabet etmeyen bir kalbin yüzbirinci kere veya binbirinci kere icabet etmesi mümkündür. Yeter ki dava adamı o zamana kadar sabretsin.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.