Annesi bir gün babasından dehşetli bir dayak yedikten sonra ölmüştü. Bunun için babasına kabahat bulmaz:
-Kim bilir? Kadın milleti bu... Eksik etek. Ne kabahat etti ki babam, terbiyesini verdi. Amma eceli gelmiş... Öldü... Ne yapalım? derdi.
"Hükmat geliyor beni vurecekler." diyen Mardinli kör Şeyhmus ' un marş okuyamadığı için hergün cezaevi koridorlarında dayak yedikten sonra ıslak tek gözünden yaşlar boşanırken söylediği Kürtçe ağıtları dinlediniz mi ?
#KadınaŞiddeteHayır
“Çocuk, Bekey Teyzenin kocasına vodka vererek onu şımartmasına akıl erdiremiyordu bir türlü. Adam onu pestilini çıkarıncaya kadar dövüyordu. Dayağı yedikten sonra o, yarım litrelik bir şişeyi daha sürüyordu önüne...
Ah Bekey Teyze, ah! Kocası onu öldürürcesine dövüyordu da o yine affediyordu! Niçin affediyordu? Hiç affetmemek gerekirdi böylelerini. Beş para etmez kötü adamın biriydi o. Kimseye gereği yoktu. Onsuz da pekâlâ geçinirlerdi.”
Buradaki alıntıda kadının kocasından fiziksel/psikolojik şiddet (dayak&hakaret) görmesinin sebebi, kadının bir çocuk doğuramamasından kaynaklı bir durum.. Elbette bu bir edebi metin, kurgu yaniî; lakin gerçek hayatta da bu tür durumlarla sıkça karşılaşıyoruz. Keşke karşılaşmasak, keşke böyle şeyler olmasa, keşke sadece kurgu olsa!.. #KadınaŞiddeteHayır
Sayfa 50 - Orozkul, Bekey TeyzeKitabı okudu
Lütfiye : Hiç bişey pişirmeyelim bence, bütün ev kadınları bir araya gelip grev yapalım.
Annnesi : Lütfiye uçtun yine !
Lütfiye : Tabi anne! bulaşık eldivenlerimizden başka kaybedecek neyimiz var ? Gerekirse Ankara' ya kadar yürürüz valla..
Annesi : Aaa Lütfiye ben Ankara'ya kadar nasıl yürürüm?
Lütfiye : Kimse yürümüyor ki zaten anne. Öyle yürümeye karar veriyolar, merkezi bir yerde toplanıyolar, dayaklarını yedikten sonra evlerine dağılıyorlar. Usul böyle!
Annesi : Yani insanlar dayak yemek için mi toplanıyolar?
Lütfiye : Ay hayır anne, toplandıkları için dayak yiyorlar. Sonra dayak yedikleri için tekrar toplanıyorlar. Sonra toplandıkları için yine dayak yiyorlar. Yani bu öyle sürüyor. Memurlar bu yöntemle 250 bin lira zam aldılar ya ! Yani demem o ki, biz ev kadınları güzelce bir dayağı yemediğimiz sürece bu işlerin hiç biri hallollmaz...... Ya sen farkında mısın, ne kadar güzel konusuyorum ben bugün. ay Allahım, günün yorumu muyum ne miyim ben ?
Annesi : yani Lütfiye sen şimdi aksam yemek yemiyelim, dayak mı yiyelim diyorsun ?
Bir Demet Tiyatro
Bizden daima askerlik dersi alan milletlerden biri de Fransızlardır. Bunlar Osmanlılara karşı yapılan ehlisaliplere iştirak ettikleri gibi Girit'i kurtarmak için de yardımcılar göndermişler ve Napolyon kumandasında Cezzar Ahmet Paşa'dan dayak yedikten sonra son olarak da Çanakkale'de ve Kurtuluş Savaşı'nda cenup cephesinde bizimle aynı acemilik içinde boy ölçüşmüşlerdir. Fransızlar kendilerinin cesur bir millet olduklarını ikide bir ilân ederler. Fakat nedense bizimle olan harplerinde daima bunun aksi sabit olmuş ve Türk askerleri Fransızlar'la "kılıçları kısa ama çizmeleri uzun" diye eğlenerek onların yalnız kaçtıklarını güzel bir nükte ile ima etmişlerdir.
Ruslarla olan çarpışmalarımız 13 tanedir. Bunun 6 tanesinde Ruslar 6 tanesinde de biz galip gelmişizdir. 1 tanesi müsavi olarak bitmiştir.
Ruslar 6 galebelerinin 3”ünde bize karşı yalnız başlarına galip gelmişler, öteki 3”ünü müttefikleri sayesinde kazanmışlardır. Biz ise 6 galebemizden yalnız 2”sini müttefiklerimiz sayesinde elde etmişizdir. Bizim Ruslarla olan çarpışmalarımız yazılmamış bir destandır. Bu milletle olan savaşlarımız onların en kuvvetli bizim en zayıf zamanlarımıza tesadüf ettiği halde yine Türklüğün galebesiyle bitmiştir denebilir. Çünkü cihan savaşındaki Çanakkale müdafaamız Rusya”nın can damarını tıkamış ve onun ölümüne sebep olmuştur. Bununla beraber Türk Rus mücadelesinin kat”i bir netice ile bittiği söylenemez.
Almanlarla olan harplerimiz bunlardan daha çoktur. Ve bunların en çoğu Türk silahlarının zaferiyle bitmiştir. Almanlar bizi yalnız başlarına hiç bir defa yenememişlerdir.
Bizden daima askerlik dersi alan milletlerden biri de Fransızlardır. Bunlar Osmanlılara karşı yapılan ehlisaliplere iştirak ettikleri gibi Giridi kurtarmak için de yardımcılar göndermişler ve Napolyon kumandasında Cezzar Ahmet Paşadan dayak yedikten sonra son olarak da Çanakkale de ve kurtuluş savaşında cenup cephesinde bizimle aynı acemilik içinde boy ölçüşmüşlerdir. Fransızlar kendilerinin cesur bir millet olduklarını ikide bir ilân ederler. Fakat nedense bizimle olan harplerinde daima bunun aksi sabit olmuş ve Türk askerleri Fransızlarla “kılıçları kısa ama çizmeleri uzun” diye eğlenerek onların yalnız kaçtıklarını güzel bir nükte ile ima etmişlerdir.
Hüseyin Nihal Atsız
Bizden daima askerlik dersi alan milletlerden biri de Fransızlardır. Bunlar Osmanlılara karşı yapılan ehlisaliplere iştirak ettikleri gibi Giridi kurtarmak için de yardımcılar göndermişler ve Napolyon kumandasında Cezzar Ahmet Paşadan dayak yedikten sonra son olarak da Çanakkale de ve kurtuluş savaşında cenup cephesinde bizimle aynı acemilik içinde boy ölçüşmüşlerdir. Fransızlar kendilerinin cesur bir millet olduklarını ikide bir ilân ederler. Fakat nedense bizimle olan harplerinde daima bunun aksi sabit olmuş ve Türk askerleri Fransızlarla “kılıçları kısa ama çizmeleri uzun” diye eğlenerek onların yalnız kaçtıklarını güzel bir nükte ile ima etmişlerdir.
Sayfa 82Kitabı okudu