Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yağmur

Yağmur
@daydreamingg
Happiness is only real when shared.
72 okur puanı
Aralık 2022 tarihinde katıldı
Herkesin tanıdığı böyle biri vardır. Tanımıyorsanız, siz olabilirsiniz.
Bir zamandır ben de kendimce bazı açıklıklarını görmeye başlamıştım onun. Öncelikle alçakgönüllülüğündeki sahteliği fark etmiştim, sosyal ilişkilerde getirisi olan bir maskeye dönmüştü bu onda. Sonra dünya nimetlerinden vazgeçmiş görünen o dervişane, mütevekkil halinin arkasında inceden inceye dünya hesapları kovalayan köylü kurnazlığını keşfetmiştim. Her ne kadar edebiyat dünyasının çekişmelerinin dışındaymış, kendisini yalnızca yazıya adamış naif bir adammış numarası yapsa da, her fırsatta maceralarıyla övündüğü eşek sırtında dağ bayır dolaşıp köylülere en olmadık malları satmakta marifetli çerçi dedesinden miras saklı bir bezirgan yanı vardı ruhunun.
Reklam
Hepimiz aynı hayatları yaşıyoruz sanırım.
Sonunda bana olan aşkı bitince kapıldığı gönüllü dalgınlıktan uyanıp beni gördü Selmin. Durumun özü buydu. Aşk körlüğünün geciktirdiği, ertelediği, görmezden geldiği ne kadar şey varsa hepsini birden gördü. O güne kadar bende görmeyi ertelediği her şey fazlasıyla gözüne batmaya başladı.
"Ay sıkıldım artık şu Bilge Karasu olmaya çalışan Türk köylüsünden. Onun sürekli mutsuzluğun gururuna sığınan kahramanlarından, yaralı erkeklerinden fenalık geldi artık. Bıkmadı hala neye sıkıldıkları belli olmayan kederi kendinden menkul bezgin erkekler anlatıp durmaktan... "

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kime olduğunu bilmediğimiz sorumlulukları yerine getirmek.
Anadolu'da bozkırın ortasındaki o kavruk şehrin mühim ailelerinden birinin üniversite bitirip tabip çıkmış münevver oğlu olarak kendisinden beklenenleri bir bir yerine getirmiş, işini kurmuş, büyüklerinin münasip gördüğü bir kızla evlenmiş, aileye soyadlarını sürdürecek bir erkek evlat vermiş, sonra da hayatını mühürleyip kapatmıştı.
Başkalarının numaralarını gören gözlerimiz, kendi numaralarımızın kolay görünmeyeceğine inanır. Ne de olsa insanoğlu zaafları olduğunu bilir, ama onları tanımak istemez.
Reklam
İnsanın duyguları söz konusu olduğunda, sözcüklerin ne denli cılız ve çelimsiz kaldığını, gerçek denilen şeyin doğasının ne kadar ele avuca sığmaz ve kaypak olduğunu; iç dünyamızın karmaşası karşısında tanımların, terimlerin yetmediğini anladım. Bunların çok daha fazlasıydı insan; kendine bile yabancı olan yanlarıyla karşılaştıkça bunu daha iyi anlıyordu.
Edebiyatın bu anlamda büyük yararını gördüm; beni kendi dünyamın ve takıntılarımın dışına sürüklüyor, bana ardı ardına akıp giden sayfalardan içine saklanabileceğim bir ikinci hayat yapıyordu.
Dakikalarca hiç konuşmadan pencereden dışarı baktık. Bir ara, başı güçsüz kalmış gibi belli belirsiz, hafifçe koluma dayandı. Biriyle birlikte olmanın, yan yana durmanın, ona omuz vermenin anlamını ta derinden kavradığım ender anlardan biriydi.
Karşılıklı yardımlaşmalarda, sanki karısının değil de, bir izci kampındaki arkadaşının yükünü hafifletmek istercesine davranıyordu. Ve benim için en önemlisi, tenezzülleri yüksek bir adamdı, olur olmaz şeylere gönül indirmiyordu. Belli ki, hayatta yeterince şey görmüş, tanımış ve anlamıştı. Dünyayı kendine göre bir mizah duygusuyla ciddiye alıyordu. Anlayacağınız, ona hayranlığım gün günden artıyordu.
Bir an kendi jurnalimi okuyorum sandım.
İnişsiz çıkışsız, büyük dalgalanmalar barındırmayan, ancak ölçülü heyecanlara izin veren, tarafların birbirlerini büyük beklentiler ve umutlarla rahatsız etmediği, saygılı, ölçülü, mesafeli bir ilişkiydi istediğim. Ben böyle güzel güzel, tane tane sayıyorum ama, bütün bunları ağzına gözüne bulaştırmadan becerebilecek kaç adam tanıyorsunuz Allahaşkına? Şu koca memlekette toplasan birkaç kişi ya çıkar, ya çıkmaz.
Reklam
Gözleri görmeyen iki insanın anılarını ellerinde saklamaya çalışmaları gibi birbirlerinin alışık oldukları yerlerine şefkatle dokundular.
Sayfa 686Kitabı okudu
İki hamle sonra da abanoz taşından generali ile fildişinden yontulmuş hükümdarı tehlikeye soktu. "Şah'ını kaç" dedi yumuşak bir sesle. Üç kez tekrarladı bunu. Ala'nın kuşatma altına alınmış hükümdarını hareket ettirebileceği hiçbir yer kalmamıştı artık. "Şahtreng" dedi sonunda. Ala, "evet. Hükümdarın sonu" dedi ve kalan taşları elinin tersiyle satranç tahtasının dışına iteledi.
Sayfa 667Kitabı okudu
Size kötü bir haberim var...
Ala'nın Mesud'u, ya da Mesud'un Ala'yı yenmesi pek fark etmeyecek. İmam Kandrasseh gerçekten Selçukluları İsfahan'a getirirse sonunda ne Mesud ne de Ala burada hükümdarlık yapabilir. Selçuklular korkunçtur. Üstelik denizdeki kum kadar çoktur.
Sayfa 653Kitabı okudu
Etrafını aldılar. Ama dostça sohbet etmekten çok sürekli soru sormalarından dolayı kendini aralarında yalıtılmış gibi hissetti.
Sayfa 402Kitabı okudu
Ama sürekli sallanan bir arabada ve rahatsız edici bu güneşin altında onun yanında böyle oturmayı dünyada başka her şeye tercih ederdi.
Sayfa 282Kitabı okudu
131 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.