diğer aşklara hiç benzemezdi;)
Ona aşkın kırılgan olduğunu söylese de ne önemi vardı, kendi aşkı o kadar güçlüydü ki!
"gerçek şu ki, hepsi de modern hayatın samimi bir ifa­desini arıyordu, Okulun (Güzel Sanatlar Okulu) gelenek­lerine meydan okuyordu ve toplum karşısına birlikte çıkı­yorlardı." Kısacası, empresyonist olarak nitelendirilen res­samları sadece, kurallara boğulmuş bir mesleği yeniden can­landırma arzusu ve dünyaya yeni bir bakış yöneltme isteği bir araya getirmişti.
Reklam
Zincirleri kırmak, zincirlerini kırmak değil
Kendin olmaya ne kadar cesaretin var? Ne kadar korkmuyorsun? Ne kadar cüretkarsın? Kendin mi olacaksın? Annen mi olacaksın? Baban mı olacaksın? Toplum mu olacaksın? Özendiğin idol aldığın biri mi olacaksın? Aslında kendi olmak ürkütücü bir şey. Önünde rol modeller, kabul görmüşler, alkışlananlar varken kendinin de ne olacağını bilmeden belirsiz bilinmez bir yolda olma durumu. Hayat bence kendin olmamaya değecek bir yer değil, rol yapmamak, kabul görmemek, pohpohlanmamakta kolay değil ki kendi olmama ısrarımız bu yüzden galiba galiba Önünde sonunda insanmışız kabul görmek, onaylanmak hissi üstünmüş, baskınmış, insanmışız
Eski Türkler şöyle derlerdi ki, iyiliğin ve yaratmanın kaynağı olan Tengri insanlardan uzaklaştıkça kötü ruhlar ve onların hakimi Erlik Han da insanlara yaklaşacak. Tan­rı yarattıklarının manevi dünyayı bozmalarına, insanların doğru yola gelmemelerine kızıp onları Erlik'in iradesine bırakacak. Artık Tanrı kararını vermiştir. Kalgançı Çağ - kıyamet kaçınılmaz bir sondur. Böylelikle, asrın sonuna doğru Erlik, yeryüzüne daha da yaklaşacak ve kendi yar­dımcısı Karaş'ı yeryüzünün üst tabakasına çıkaracaktır. O vakit onsuz da bozulan, Tanrı'ya inanmayan halk, Karaş'ın gelişi ile Tanrı'yı tamamen unutacaktır. Karaş, yerin en üst katında insanları korumakla görevli olan Tepkar ile karşı­laşacak. Onunla insanlar hakkında tartışacak, onu insanla­rı korumaktan vazgeçirmeye çalışacaktır. Karaş'ın hemen arkasından insanlara sahip olmak için yeraltı dünyasının korkunç varlığı olan Kerey de gelecektir. Buna mukabil göklerden de yiğit Mangdışire gönderilecektir. Gelenekler bir tarafa atılarak unutulacak, örf ve adetler terk edilecek, ahlaksızlık gündelik norma çevrilecek, doğa­da fırtına kopacak, kara su kanla karışarak akacak, yerden garip ve korkunç sesler duyulacak, dağlar yaprak gibi yelle­necek, yerin altı üstüne gelecek. Dünya, hızla sona doğru yaklaşacak, ancak insanlar kötülükten, pislikten, zalim­likten, ahlaksızlıktan el çekmeyecekler. Aksine kıyametin alametleri onları daha da saptıracak. Doğa da susmayacak, toplumun kötülüklerine kötülükle cevap verecek.
+743
Bu dünya bir yokluk âlemidir.Var dedikleriniz de yoktur, yok dedikleriniz de.Lakin insan her şey var zanneder.Hatta her şeyi kendinin zanneder.Öyle çok sever ki bu dünyada sahip olduklarını vazgeçerse her şey biter diye vehmeder.Malı olur bırakamaz,mülkü olur satamaz, şöhreti olur yıkamaz.Ne tuhaf şey!
Sayfa 129 - Nesil YayınlarıKitabı okuyor
bilmiyorlar ki bu sevdanın yüzyılları kuşatan ölümle yaşayan bir kalbi vardır
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.