“Tehlikeli bir trajedi kursağımda kalan,
Hayatın zorluğu herkese yakışmaz,
Farkımız yokmuş şu dağınık masadan,
Muhtelif sebeplerle bitkin ruhun,
Dilindeki tüyleri diri tut,
Sana ilk günkü gibi hayran yüreğim,
Sakın ha, gönlünle çatışmasın duan.”
|
..
Şâir de bu mânaları şöyle terennüm eder:
Darr ü nef'-i küfr ü dîn olur âid sana
Sâni'-i âlem ganîdir küfr ü dîninden senin.”
(Münîb, Hoca Mustafa)
"Senin Allah'a iman edişin de, iman etmeyip küfür ve nankörlük içinde bulunuşun da hep sana ait bir meseledir. Yoksa Allah, senin iman veya küfrüne karşı mutlak sûrette müstağnîdir. Ne imanına ihtiyacı vardır, ne de küfründen bir zarar görür.”
Derdim nice bir sinede pinhân iderim ben
Bir âh ile bu âlemi vîrân iderim ben
Âh ile komam dilleri zülfünde huzura
Cem’iyyet-i ağyarı perişan iderim ben
Nef'î
Ne tende cân ile sensiz ümîd-i sıhhât olur
Ne cân bedende gâm-ı firkatûnle rahat olur
Ne çâre var ki firâkunla eglenem bir dem
Ne tâli’üm meded eyler visâle fırsat olur
Ne şeb ki kûyuna yüz sürmesem o şeb ölürüm
Ne gün ki kâmetüni görmesem kıyâmet olur
Dil ise gitdi kesülmez hevâ-yı aşkundan
Nasîhat eyledüğümce beter melâmet olur
Belâ budur ki alışdı belâlarunla gönül
Gamun da gelse bâ’is-i meserret olur
...
Nef'î
Ebu'd-Derdâ -radıyallâhu anh- anlatıyor:
Bir gün Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“-Cuma günü bana çok salevât getirin! Zira o gün, meleklerin hazır ve şâhid olduğu bir gündür.[3] O gün bir kişi bana salât ettiğinde onun salâtı mutlakâ bana arz edilir. Salevât getirmeyi bırakıncaya kadar bu durum böyle devam eder.” buyurdular. Ben:
"-Vefâtınızdan sonra da mı?" diye sordum. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
"-Evet, vefâtımdan sonra da! Allah Teâlâ peygamberlerin vücutlarını yemeyi yeryüzüne haram kılmıştır. Allâh'ın Nebîsi hayattadır ve dâimâ rızıklandırılır.” buyurdular. (İbn-i Mâce, Cenâiz, 65. Bkz. Ebû Dâvûd, Salât 201/1047, Vitir 26)