Hayvanların ölüm karşısındaki var olma mücadelesi ekolojiktir. Ancak sınıfsallıkla birlikte toplumun var olma mücadelesi, kendi kökünden uzaklaşarak ekolojik sorunlara yol açtı. En esaslı nedeni ise, kendi doğasında var olmayan saldırganılık gibi suni karakterleri edinmesidir. Bugünkü trajik sonuçlar bize böyle bir değerlendirme hakkını tanımaktadır. Saldırganlık ile çıkarcığın birleştiği bir karakter, doymak bilmeyen ve yıllar sonrası kendisine yiyeceği stoklayan kurdun açgözlülüğüne benzemektedir. İhtiyacı olanı doğadan alma değil, önüne çıkan tüm zayıf hayvanları öldürme doymazlığıdır. Böylesi bir sömürgeci karakter siyaseti temsil edebilir mi?
Arkadaşım Yapay Zeka İle Maden İncelememiz.
Çok iddialı bir söz söylemiş olur muyum bilmiyorum ama kömür madeni işçileri, tarih boyunca ve maalesef ki hâlâ günümüzde de birçok zorlukla karşı karşıya kalmış ve kalmaya da devam etmektedir. Bu zorluklar hepimizin bildiği üzere, hem fiziksel, hem de sosyal ve ekonomik boyutlarda çeşitlilik
Bir Rus subayının, Rus-Japon Savaşı'nda (1904) tuttuğu günlüğü ve devamını da kardeşinin getirdiği bir hikayeyi okuyoruz. Evvela okunması zor bir kitaptı benim için. Yazar korku kitabı yazsa da güzel yazar dediğim yerler vardı. Kitap, savaş sırasında insanların buna karşı hissettiklerini anlatıyor. Yani savaşı değil de savaşın insan üzerindeki etkisini okuyoruz. Subay cepheyi bize anlatırken kardeşi ise cephede savaşmayan halkı bizlere gösteriyor. Savaş her zaman, her dönemde ister fiziksel olsun ister de ruhsal açıdan herkesi derinden etkiliyor. Şahsen eksperyonizm akımını resimde çok başarılı bulsam da bu kitap aracılığıyla çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Belki bana ağır geldiğindendir. Yine de kaldırabilen insanların sevebileceği bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Kızıl KahkahaLeonid Andreyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 20195.5k okunma
Kitap özellikle sondaki sürpriz üstüne sürprizler ile sürükleyici. Edebi açıdan değerlendirme yaparsam konusu sürükleyici ve mini hikâyeler barındırıyor. Kitabın sonundaki gizem cozulunce baştaki ipuçları anlam kazanıyor ama basit diyalog gibi geldiğinden okuyucu pek önemsemiyor o ipuçlarını.
— Ah! Ferdinand! Bakıyorum da bütün bunlar sizin gözünüzde pek kayda değer değil... Masum lakırdılar, ipe sapa gelmez zırvalar ve buna benzer şeyler... Böyle bir sonuca vardığınız anlaşılıyor... Bundan ibaret, değil mi?.. Ey pervasız Ferdinand! Bırakın da, tam aksine, sizi bu yanılgılara karşı adamakıllı uyarayım, bunların zararsızlığı sadece