Peki muhafazakar ailelerin çocuklarında ne oluyor? Değerlerin aktarımı iyi bir şey, öncelikle onu söyleyeyim ama bunu yaparken değişen dünyayı da göz önünde tutma­mız gerekir. Muazzam bir enformasyon seli var, çocuğun önünden bir sürü görüntü geçiyor. Anne babanın dışarıdaki dünyayı anlayıp onları anne babalıklarına katmada daha es­nek olabilmeleri lazım. Muhafazakar aileler bir doğru belli­yorlar ve onu sonuna kadar savunuyorlar. O doğrunun için­deki varyasyonları, nüansları gözden kaçırıyorlar. Örneğin aile çocuğun akşam hava kararmadan eve gelmesinin doğru olduğuna inanıyor fakat sosyalleşmesi için de çocuğun dışarıya gitmesi ve arkadaşlarıyla olması lazım. Aile "Benim kurallarım var, biz atadan dededen böyle gördük!" diyerek aynı kuralları uyguladığı zaman, çocuğun sosyalleşmesinin önüne engel koyuyor. Bu çocuğun ruh sağlığına çok uygun değil, onun ihtiyaçlarına ve zamana göre biraz değişim ge­çirmesi gerekiyor kuralların.
Darwin bu yüzden “Evrim’in Babası” olarak anılmaktadır.
Yapay Seçilim Mekanizması sayesinde bir tür, bir diğerini belli özelliklerine göre, belli bir bilinç dahilinde seçiyorsa ve bu nesiller içerisinde evrimsel farklılaşmalara neden oluyorsa, doğanın da sürekli değişen çevresel unsurlarının, nesillerin genetik dağılımlarını etkilemesi sonucu oluşan elenme ve seçilme, nesiller içerisinde evrimsel değişimlere neden olmaktadır. İşte Darwin’in ileri sürdüğü esas teori olan Doğal Seçilim’e Bağlı Meydana Gelen Değişim Teorisi budur.
Sayfa 524 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Reklam
Toplumsal Etkileşim Tipleri
Toplumsal etkileşimin olmazsa olmazı iletişimdir. ...Birçok farklı davranışı kapsayan toplumsal etkileşim tipleri, sosyologlar tarafından beş gruba ayrılır: (19) - Mübadele (Değişim, exchange): Mübadele, insanların kendi aralarında malları, hizmetleri ve diğer şeyleri transfer etme sürecidir. Biz genellikle mübadele dendiğinde paranın değişimini anlarız; oysa çoğunlukla değişim toplumsaldır. ...Örneğin bir çocuk kola karşılığında iyi bir davranış sergileyebilir; bir arkadaşınız iltifatta bulunabilir ve siz de karşılığında "teşekkür ederim" diyebilirsiniz. Her iki durumda da toplumsal davranış, bir toplumsal ödül karşılığında mübadele edilmiştir. - İşbirliği (Coorperation): Ortak hedeflere ulaşmak için insanların bir arada çalışmaları sürecidir. Bir grup öğrencinin sınava hazırlanmak için birbirlerine yardımcı olmaları ya da hastaların hayatını kurtarmak için hemşire ve doktorun birlikte çalışması örnek gösterilebilir. - Rekabet (Competition): Aynı ödülü elde etmek için, iki veya daha fazla kişi arasındaki mücadeledir. ...Rekabet, en iyi oyuncunun en tepede olmasını sağlar. En nitelikli işçiler ne büyük ödülü ve en sıkı çalışan öğrenciler en yüksek notu alırlar. - Çatışma (Conflict): İnsanların fiziki ve toplumsal olarak birbirlerini yok etme teşebbüsleridir. Savaş, düşmanı yok etmeyi amaçlayan belki de en önemli çatışmadır. Baskı (Coercion): İnsanların istemedikleri şeyleri yapmaya zorlanmaları sürecidir. Baskı yapan insan, diğeri üzerinde güç kullanır.
Sayfa 148 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
The Rational Male
THE RATİONAL MALE Kadınlar aktarılan bilgiden çok iletişimden keyif alırlar. Çözülmesi gereken bir sorun değil, iletişimdir. “Açık iletişim kadınları ne kadar sinirlendiriyorsa, gizli iletişim de bizi o kadar sinirlendiriyor. Dilimizin onlar için hiçbir sanatı yok, bu yüzden kadınlara en iyi ihtimalle aptal veya basit görünüyoruz Ruh eşi bir
"Toplumu saray ve kral gibi bazı unsurları elemeye iten, yeni, yerel, kılcal iktidar biçimleri tesis etmesidir” (Foucault 1980d:39). Bu toplumsal kitlenin bütünü içerisinde değişen iktidar biçimleri sayesinde monarşiye daha fazla ihtiyaç duyulmadığını, bu nedenle alttan üste doğru etkisini hissettirdiğini düşünen paradoksal ve karşıdakini zorlayan bir siyasi değişim anlayışıdır.
Diyalektiğin "çelişki", "bütünlük" ve "değişim" gibi kategorile­rinin sağladığı donanım, hatta tek başına maddeci diyalektiğin "bir belli gerçekliğin hangi bileşenlerden ve hareketlerden doğ­muş olduğunu ve hangi başka gerçeklikler için kendisinin bir olanak olacağını çözümlemenin ilkelerini" sunan "olanak ve ger­çeklik" kategorisi* bile, sonsuzca değişen bağıntılı bütün üzerine düşünmeyi, geç modernliğin semptomları olarak okunabilecek "belirsizlik", "dolayımsızlık", "rastlantısallık", "eşzamansızlık" gibi kategoriler karşısında, gerçekçi bir uğraş haline sokuyor.
Sayfa 45 - Yordam Kitap, 2021. (Aydın Çubukçu, Mantık ve Diyalektik, s.177)Kitabı okudu
Reklam
Değişen sadece bu filmler değildir elbette. Her alan­ da duygularımız ve yaratıcı gücümüzle olan ilişkileri­mizde genel bir değişim söz konusudur. Gerçek duy­gularımız ve yaratıcılığımız kullanılmadığı takdirde körelecek ve biz ruhsal anlamda fakirleşeceğiz. İçimiz­ de bu şekilde oluşan boşluk bizi asabileştirmekte, bun­dan doğan huzursuzluğun tehdit edici boyutu arttıkça, asabiyetimiz ve yıkıcılık potansiyelimiz de artmakta­dır.
Sayfa 131
''Büyüme, sarmal bir değişim sürecidir; göreceli ve dinamiktir. Deneyim, insanın bakış açısı ve odağını değiştirir. Her şey sürekli evrilir, karşılıklı değişir; kişinin tutum, düşünce ve duyguları zaman içinde değişen önem derecelerine göre yeniden örgütlenir ve bütünleşir.''
Yapısal-Fonksiyonalist Teorinin Temel Varsayımları
ABD'de sosyoloji denilince, adeta yapısal fonksiyonel model anlaşılır olmuştur. Parsons, Amerikan geleneğindeki ampirizme tepki göstermiştir. Parsons'ın toplumla ilgili temel varsayımları şunlardır (48): - Sistemler, parçaları arasında iç bağlılığa ve bir düzene sahiptir. - Sistemler, kendi kendilerini onarma ve dengeye getirme eğilimi taşırlar. - Sistemler statik olabilecekleri gibi, değişim süreci belirli bir düzen içinde de gerçekleşebilir. - Sistemin bir parçasının doğası, diğer parçaları da etkiler. - Sistemler, kendi çevreleri içinde sınırlarını muhafaza ederler. - Tahsis ve bütünleşme, sistemin dengesi için, iki hayati süreçtir. - Sistemler, değişme eğilimlerini kontrol eder. (48) Ritzer, G., Age. S. 240.
Sayfa 46 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
Saint Simon ve Sosyoloji
"Endüstri toplumu" kavramını ilk ortaya atan sosyologdur. ...Saint-Simon, aristokrat bir aileden gelir ve Fransız devrimiyle birlikte, bütün servetini ve unvanını kaybeder. Çok varlıklı ve gösterişli bir hayattan sonra, çalışmalarını büyük bir yoksulluk ve sefalet içinde sürdürür. Çeşitli sosyal sınıfların hayatını fiilen yaşamıştır. Onun sosyolojiye olan ilgisini bir anlamda, bu değişim süreci ile ilişkilendirmek mümkündür. ...Durkheim, Comte'tan daha çok Saint-Simon'u pozitivizmin ve sosyolojinin kurucusu olarak görür (12). ...Saint Simon toplumu olduğu gibi korumak istemiştir; ancak Bonal ve de Maistre'de olduğu gibi, ortaçağa dönüşü savunmamıştır. (12) Lukes, S., Saint-Simon, in The Founding Fathers of Social Sciences, Edited by T. Raison, Penguen Books, 1969, s. 27.
Sayfa -12 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
424 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.