148 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
İkinci Kez Okuduklarım
Benim için pek müstesna ve kıymetli bir şahsiyet, yazar olan
Rasim Özdenören
Rasim Özdenören
'in tek romanı olan Gül Yetiştiren Adam ile Selamünaleyküm diyerek selamlıyorum sizi. Yazarımızın 1979 yılında yazmış olduğu bu eseri tek romanıdır, yaklaşık 4 yıl önce ilk olarak bu eseri ile tanışmıştım kendisiyle ve sonrasında okumuş olduğum birçok eserinden sonra tekrar
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117.9k okunma
Paula'yla Yolculuklar
"Altın mı? Gerçekten mi? Ah, hadi Paula, ölmenin neresi altın olabilir? "Irv," diye çıkıştı Paula, "bu yanlış soru! Altın olan şey ölmek değil, hayatı ölümün karşısında dolu dolu yaşamak. Son kezlerin keskinliğini ve değerini düşün, son ilkbahar, son hindiba çiçeğinin son döküntüleri, sarmaşık çiçeklerinin son yaprak döküşü. "Ayrıca altın çağ," dedi Paula, "büyük özgürlük zamanıdır (bütün küçük zorluklara hayır deme ve kendini en çok istediğin şeye adama özgürlüğüne sahip olduğun zaman), arkadaşlarının varlığı, mevsimlerin değişimi, denizin çalkantısıdır." Tıbbın ölüm konusundaki dişi rahibi olan ve altın çağı fark edemeyerek negatif bir klinik yaklaşım getiren Elisabeth Kübler-Ross'u çok eleştiriyordu. Kübler-Ross'un ölüm aşamaları, yani öfke, inkâr, pazarlık, depresyon ve kabul Paula'nın öfkesini uyandırıyordu daima. Böylesi katı bir sınıflamanın hem doktorun hem de hastanın insanlığını yok ettiğinde ısrar ediyordu ve ben de onun haklı olduğuna eminim.
Reklam
Değişim
Şimdi, önünde iki yol var; ya dışardaki insanlara hak verip durumu idare etmeyecek ama mutsuz olacaksın ya da değişimi isteyip hayaline kavuşacaksın. Sen hangi yolu seçiyorsun?
Kitapmuptelasi
Kaçıp gitmek istediğiniz yerin kaçtığınız yerle aynı olduğunu görmek tam bir aydınlanmaydı. Hapishanenin bir yer değil, bakış açınız olduğunu anlamak. Deneyimlediği, birbirinden apayrı hayatlar içinde, en köklü değişim hissinin ancak kaçıp gitmek istediği hayatta yaşanabileceği, Nora'nın aldığı en garip dersti. Başladığı ve dönûp dolaşıp yine geldiği hayatta. En büyük ve en derin değişimi daha zengin, daha başarılı, daha ünlü olarak ya da Svalbard'da buzulların ve kutup ayılarının arasında olduğu için yaşamış değildi. Eski püskü kanepesi, yuka bitkisi, minik saksılı kaktüsleri, kitaplıkları ve hiç denenmemiş yoga egzersizleriyle dolu kitaplarıyla, o sevimsiz ve rutubetli evde, aynı yatakta uyandığı anda yaşamıştı. Elektrikli piyanoyla kitaplar aynıydı. Kedisinin yokluğu yüzünden ve işini kaybettiği için duyduğu üzüntü aynıydı. Önünde yine bilinmezliklerle dolu bir hayat vardı. Yine de her şey farklıydı. Farklıydı çünkü artık başkalarının hayallerini gerçekleştirmek için yaşamak zorunda hissetmiyordu kendini. Hayalindeki mükemmel evlat, kız kardeş, partner, eş, anne, çalışan olmaya uğraşmaktansa, doyum verici bir hayatı ancak yalnızca insan olarak, kendi amacının yörüngesinde dönerek, bir tek kendine hesap vererek yaşayabileceğini artık anlamıştı. Farklıydı çünkü ölümün eşiğine kadar gelmişken, şimdi capcanlıydı. Çünkü bunu o seçmişti. Yaşamayı seçmişti. Yaşamın sonsuzluğunu görmüş ve o sonsuzluğun içinde yalnızca neler yapabileceğini değil, nasıl hissetmeyi seçebileceğini de görmüştü.
Çikolata
Huntley ve Palmer bisküviyi dönüştürdüler. Diğer endüstriler, insanlara tamamen yeni gelecek ürünler yarattılar. Örneğin, çikolata tekrar yaratıldı. Lüks bir içecekken, seri üretimine geçilen bir katı gıda maddesine döndü. Bu değişimi gerçekleştirmek için, kakao çekirdeğini ezen mekanik fabrikalardan fazlası gerekiyordu: böyle fabrikalar 18. yüzyılın sonlarında Barselona ve Bologna'da vardı ama onlar hâlâ çok özel müşteriler için son derece pahalı bir ürün üretiyorlardı. Yeni bir ürünün geliştirilmesi yeni bir kültürel iklimi beklemeliydi, davranış biçimlerinde ortaya çıkacak bir devrimi. Teknoloji, kıta Avrupasından geldi -Ispanya ve İtalya'dan, kakao çekme işleminin ilk kez mekanik hale geldiği yerler; sonra Hollanda vardı sırada, Conrad van Houten toz kakaoyu icat etmişti; sonra İsviçre, Caillier ve Nestlé ailesinin evlilik yoluyla birleşerek sütlü çikolata üretmeye başlamaları. Ancak, zevklerdeki devrimi yaratan, İngiliz Quakerlar oldu. 18. yüzyıl ve 19. yüzyılın başlarında, sivil olanaksızlıklar Quakerları işe girmeye zorladı. Çikolata işi onları özel olarak ilgilendiriyordu çünkü kakao alkolsüz bir içki potansiyeline sahipti. Ürünlerinin fiyat ve ulaşılabilirlik bakımından kitlesel pazara girebilmesini sağlamak, Yorklu Frys veya Bournvilleli Cadburys gibi ailelerin yanıp tutuştukları şeydi. Sonuçta elde edilen ürün, çikolataydı.
Sayfa 233 - PdfKitabı okudu
İnsan Niçin Okur?
İnsan niçin okur sorusunu hep sormuşumdur . Bu soruya bulduğum cevapları , değişik başlıklar altında toplamayı başardım . Bütün okuma tecrübelerim göstermiştir ki , okumak sadece bir eylem değildir . Onun kuşattığı alanlar var ve okumalarım o alanlara göre gerçekleşiyor . Yani zarf ve mazruf ilişkisi yani . Okuyorsanız , benim yaşadığım
Reklam
463 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.