‘’Tanrım, değiştiremeyeceğim şeyleri sükunetle kabul etme lütfunu bahşet, değiştirmem gereken şeyleri değiştirmek için cesaret ve ikisi arasındaki ayrımı yapabilmek için bilgelik ver.’’
Yorgun olabilirsin, savaşmak istemeyebilirsin, dinlenmek isteyebilirsin. Çünkü sen de insansın. Hata da yapar hatanı telafi de edebilirsin. Nefes aldığın sürece bir şeyleri değiştirmek senin elinde. Önemli olan düşmek değil, her düşüşünde bir gün ayağa kalkacak olduğun o cesareti göstermendir.
Çocukluk ve gençlik yıllarımda gördüğüm dövmeli insan sayısı o kadar nadirdi ki hem tuhaf hem de korkunç geldiğini hatırlıyorum. Çünkü gördüğüm dövmeli kişiler genelde sosyopat veya psikopat denilen, hapishane hayatı yaşamış, kollarında faça tabir edilen jilet çizikleri olan belalı tiplerdi. Doğal olarak dövmeli kişilerin belalı ve sorunlu kişiler
"Allah şeytanı lânetlemiştir, o da “Kullarından belli bir pay alacağım, onları mutlaka saptıracağım, onları boş kuruntulara kaptıracağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler” demiştir. Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinen kimse elbette apaçık bir ziyana