" Çay çok güzeldi . Porselen fincan da öyle . Ama kırılır diye korkuyorum , elimden bırakamıyorum . İsterseniz bu karmakarışık yerde başına bir şey gelmeden götürün fincanı . Onca badire atlatmış , kırılmamış , şimdi burada bir şey olursa çok üzülürsünüz , çok üzülürüm . Üzülürüz değil mi ? Kağıt mendil ister misiniz ? Alın silin gözyaşlarınız. Ağlamayın . Filmlerde bu kadar ağlanmaz, başkalarının yaşamına bu kadar ağlanmaz . Biz kendi yaşamlarımıza baksak ya ... Kim bilir başımıza neler geldi , gelecek , geliyor ... Öyle değil mi
hanımefendi?"
Mine Söğüt/ Deli Kadın Hikayeleri