Çocuğun gördüğü düştür barış.
Ananın gördüğü düştür barış.
Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış.
Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba
elinde yemiş dolu bir sepet;
ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak bir testi gibi
ter damlalarıyla alnında...
barış budur işte.
Evrenin yüzündeki yara izleri
Kötü bir rüya gibi bir şeydi bu. Bir karabasan bile sayılabilirdi. Gözlerimizi derhal yeniden yumup, rüyasız, deliksiz, hasetsiz yeniden, uyumaktan başka çare yoktu. Allah hepimize rahatlık versin.
Matah bir şeymiş gibi hayatımızı ortaya koyduğumuz bir masa, fotoğraflarla süslü bir duvar, etrafa gülücükler dağıtarak büyüyen bir çocuk, üstünde deliksiz uykuların uyunduğu bir yatak, feci kavgaların ardından deli gibi değiştiğin bir oda, annenin tariflerini deneyip bazen de tutturduğun bir mutfak, makyajını sildiğin tıraşını olduğun bir banyo. Bu kadarı yeter mi bir hayatı kurmaya, hadi bir de kedi koyalım içine, hadi bir tane de çaydanlık, bakır bir tencere anneannenden kalma, bir iskambil destesi, şimdi oldu mu, gördük mü geri kalan ihtiyacını ömrümüzün?
Fatih’te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem…
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam, ne tutsam, nereye gitsem
Ben sana mecburum, sen yoksun.
Kapılar dışarıya kapanıktır artık. Göz yaşı şişeleri, kan şişeleri gelir birbirine eklenir. Akşam bir geçiştirilse. Gecenin deliksiz, çocuksu uykusu bile maya olmaz yeni bir güne. Sabah aynı eskilikle erkenden, hele hava yağmurluysa, odada ışık yanıyorsa. Geceleri yürek, pazenlere sarılı bir saat gibi atar yorganların altında. Başka bir evde mutlaka bir çocuk, kavgasız gecelerin, çorba buğularının ördüğü bir kozanın içinde korunmakta, uyumakta, gelişmektedir gelen güne. Her evin aynı ev oluşu yok o zaman.
İki bilim adamı, bir araştırma için Kuzey kutbuna gittiler. Hem de bir günün tam 3 ay sürdüğü bir zamanda gittiler. Akşam oldu, sabah oldu kavramının olmadığı bir yerdir kuzey Kutbu. Her zaman gündüzdü. Saat olmazsa akşam yemeğini kaçırabilirdin yani.
Gün boyu çalışan iki araştırmacı, saate göre akşam olduğunda araçlarımı üssüne geri döndü.