Feksefi bir roman olan Biri, Hiçbiri, Binlercesi'yle herkese merhaba. Eserin ana karakteri Moscarda; babasından kalan bankanin geliriyle, babasından kalan evde, babasının evlendirdiği güzel eşi Dida ile rahat bir hayat sürmektedir. Bir gün eşi burnunun sağ tarafa doğru biraz eğri olduğunu söylemesiyle Moscarda'nın dünyası alt üst olur. Kendisi bu durumu daha önce fark etmemiştir ve önce insanın aynada gerçek kendisini göremeyeceğini düşünür. Çünkü insan aynaya bakarken yapmacık bir poz takınır ve kendisini diğer insanların gördüğü gibi göremez. Ardından kebdisine yabancılaşır. Eşi ona Genge diye hitap eder ve Genge'nin kendisinden farklı biri olduğunu düşünerek eşini Genge'den kıskanır. İnsanların tanıdıkları kişiden farklı bir kişi olduğunu kanıtlamak için delice şeyler yapmaya başlar ve bu bilinçli bir delilik halidir. Her insan kendi gerçekliğini var eder bu nedenle herkes ona baktığında farklı bir Moscarda görmektedir. Bir odada üç kişi varsa aslında (3x3) dokuz kişi vardır. Çünkü gerçeklik görecelidir. "Kendime özgü bir şekilde inşa etmesem sizi tanıyabilir miyim?... Sadece şekil verdiğimiz şeyleri tanıyabiliriz...hiçbir şey herkes için aynı değildir. Herbirimiz sürekli değişir, değişiyoruz da zaten." Enfes, düşündürücü bir eserdi, okunmalı. Kitapla kalın.