"Oysa insan, hiçbir şeyi yenebilecek oranda ufak ya da büyük değildi."
Edebiyat
Canlı edebiyat dünün saatine göre yaşamaz, ne de bugünün; yarının saatiyle yaşar. Direğe çıkmış bir denizcidir o; gemileri, buzdolabının, anaforları görebilir. Direkten aşağı alınabilir kazana bakmaya yahut bocurgata konulabilir ama bu hiçbir şeyi değiştirmez; direk hala yerindedir ve yukarı yollanan bir sonraki denizci ilkinin gördüklerini görecektir.
Sayfa 242 - İthaki Yay. 7. BaskıKitabı okuyor
Reklam
İşte Türk böyle şehit olur
Akdeniz'deki Türk varlığının ilk yıllarında Cezayir toprakları Türkler ile İspanyolların hakimiyetlerini kanıtlama arenası olarak görülüyordu. Oruç Reis, Becaye, Tlemsen ve Cezayir gibi şehirleri almış ve kendisini Cezayir ülkesinin hakimi ilan etmişti. Bilahare Oran'ı ve Beni Raşid kalesini de alınca İspanyollar Cezayir'in tamamen
Polyglot'ları etiketleme gönderisi :D
Yedi dilde rüya görebiliyordu: İtalyanca, İspanyolca, Arapça, Farsça, Rusça, İngilizce ve Portekizce. Çoğu denizci nasıl hastalık kapıyorsa o da dilleri öyle kapıyordu işte; onun belsoğukluğu, frengisi, iskorbütü, sıtması, vebası yabancı dillerdi.
Bir denizci için ne büyük işkence. Ufuksuz bir toprak parçası.
Elsa'nın Gözleri
Öyle derin ki gözlerin içmeye eğilince Yansıdığını gördüm orda tüm güneşlerin Oraya sığınışını bütün ümitsizlerin Öyle derin ki belleğim kayboldu içlerinde Bulanık bir okyanustur kuşların gölgesinde Sonra birden hava açar ve değişir gözlerin Bulutları biçer yaz eteğinde meleklerin Maviden de mavidir gök buğdayların üzerinde Mavi
Sayfa 70 - Pdf
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.