nihan.

nihan.
@derdoyum
Tıp Fakültesi 3/6
1 reader point
Joined on September 2022
şubat - 24.bölüm
elem: ibrahim, deli: de bana elem. elem: hani sen bana bir masal anlatacaktın ya. deli: masal sensin ya. benim masalımsın.
Reklam
şubat - 24.bölüm
şubat: seni bu yüzden seviyorum ben. yağmur: neden? şubat: hep vicdanlı olduğun için. bunu ilk defa ne zaman gördüm biliyor musun? yağmur: ne zaman? şubat: klinikte. teslim olmaya gelmiştim. ellerimi kaldırdım. polis vardı arkamda. gözlerini gördüm. yağmur: ben de senin gözlerini gördüm. şubat: korku yoktu ama gözünde. anlamaya çalışıyordun. yağmur: gerçi hâlâ anlayamadım ama. şubat: ben de çok kendimi anlatacak şeyler yapmadım demek. yağmur: aşığın kendini anlatmasına gerek olmaz.
şubat - 24.bölüm
aziz bey: oğlum, duble: şubat duydun mu, oğlum dedi. ben şimdi ölsem. şimdi, şimdi ölsem; mutlu ölsem. aziz bey: oğlum, kötülük yapan tek sen değilsin. ben de çok kötülük yaptım. insan öyledir. bir şeyi çok istemekten uzak olmak mümkün olsa... duble: aziz baba sen ne kötülük etmiş olabilirsin ki? senin gibi bir adam... aziz bey: o çocuk katilleriyle, o cehennem köpekleriyle işbirliği yaptım. oğlum yaşasın istedim, tek isteğim buydu. duble: oğlunun canına ben kıydım aziz baba. senin kötülüğünün sebebi benim. aziz bey: hayır, hayır oğlum. insan tercih yapar. acıyı yok sayarsa bu olur. hayat budur oğlum; düşersin yedi kez, kalkarsın sekiz kez. zamanı geri çevirmeye çalışmak seinin kendine de dünya üzerindeki bütün canlılara da yaptığın bir ihanettir. hatam affedilmez de, geri dönülmez de. ve ben çocuk değildim.

Reader Follow Recommendations

See All
şubat - 24.bölüm
duble: bir insanın kötülük etmesi ne kadar kolay değil mi şubat? kötülük eden hiç allahtan korkmaz mı? çocuk da olsa. çünkü o da bilir yanlış yaptığını. içi bilir, kalbi bilir yanlış yaptığını. niye bile bile yanlış yaparsın? çünkü insan kendinde olmayanı kıskanır. ben kıskandım. aziz baba benim değil diye ben ali'yi kıskandım. çocuktum ama biliyordum kıskanmak ne. biliyordum. şimdi öyle değil, şimdi ben babamın yanlışıyım diyorum geçiyorum. ama o zaman da öyle olaydı. o zaman öyle olmadı. keşke elim gitmeseydi çocuğun sırtına. tutmasaydım onu suyun altında. keşke... keşke kaybetmeseydim ben iki cihanı da. aziz bey: davut... davut... davut: aziz baba? aziz baba, beni affet. beni bağışla. hakkını helal et. kim gider, kim kalır belli olmaz. benimle hesabını öte tarafa bırakma. eğer bırakırsan bak; bu gözler bu yaşa kadar gördüklerini, bildiklerini görmez olur. benim kalbim kararır. aziz baba, bana babalık et. hakkını helal et.
şubat - 24.bölüm
duble: niye bakıyorsun gülüm? bir şey mi var? gülüm: bakmıyorum. hem sen nereden- duble: ben seni görürüm gülüm. göz gerekmez bana, görürüm ben seni. gülüm: nasıl görürsün? duble: insan kendini göremez. sen kendine bak bakalım kendini görebiliyor musun? gülüm: göremiyorum. duble: ama insan kendini bilir. kızınca ne olduğunu, mutlu olunca nasıl güldüğünü bilir. işte ben seni böyle biliyorum, gülüm. öyle görüyorum. kendimi nasıl biliyorsam, öyle görüyorum seni. gülüm: sen beni yanlış gördün duble. hep yanlış gördün. gerçek beni bilseydin, sevmezdin. içimi görseydin... duble: senin için, benim göğsümün kafesi gülüm. senin için kötü, yalnız, kıskanç; benim yarım gibi. duble'nin diğer yarısı gibi.
Reklam
şubat - 24.bölüm giriş sahnesi (aziz bey)
hayat dediğimiz şey bitmez biliyorsunuz değil mi? hep yeniden okumaya başladığınız bir kitap gibi. ya da hep baştan çalmaya başlayan bir şarkı gibi. her seferinde sözlerini daha iyi anlarsınız o şarkının. her seferinde o kitabın cümlelerine daha bir malik olursunuz. büyükler buna tekamül derler. kelime anlamı olgunlaşmak, gelişmek. peki bu gelişmek bu dünyada yaşadığımız hayattan mı ibarettir? sadece bir kısmı. merhamet, şefkat, sevgi, fedakarlık, dürüstlük ve bizi bencillikten, kötülükten uzak tutacak bir sürü şey daha. kolay gibi geliyor değil mi? değil. çünkü insanız ve tercihlerimiz var. işte eğer hayatın biteceğini düşünüyorsanız bu tercihleri kendinizden yana yaparsınız. oysa bir şeyi verirken canınız yanmıyorsa gerçekten vermiş sayılmazsınız. ve bazılarımız bilir ki, canınızın yanması aslında o kadar kötü bir şey değildir. canınız yanar ve kalkıp devam edersiniz. sonra bir daha. bir çeşit oyun gibi. yakalanırsınız, sonra yeniden koşmaya başlarsınız. yenilirsiniz ve yeniden oynamaya devam edersiniz. kaybedersiniz ve yeniden kazanmaya çalışırsınız. kazanmaya çalıştığınız aslında o sonsuzluktur. evet, hayat dediğimiz şey bitmez. ya da şöyle söyleyeyim: ölmekle hayat bitmez.
şubat - 23.bölüm
deli: şimdi tayfa, dinle burayı! biz ayakta öleceğiz, besbelli. deniz gibi, durmadan bir kıyıya çarparak. besbelli bu tayfa. şimdi o zaman, bize ne yapmak düşer tayfa, ha? bizden aldıkları sokakları geri almak düşer. varsa dursun. tayfa! şimdi, herkes düşsün; şimdiye kadar ne işle uğraşıyorsa aynını yapmaya devam etsin, tamam? tayfa, volta!
şubat - 23.bölüm
baytar: ay, deli, kardeşim. çok özlemişim ben seni. ama artık kavuştuk değil mi? artık hep beraberiz baksana. deli: biz kavuştuk. biz kavuştuk ama biz ayrıldık be baytar. benim yüreğim taş parçası gibi la. baytar: kalp kesiği iyidir deli. yoksa yakından mı biliyorsun artık? deli, esas mı bu? deli: esas, esas da ben şimdi öğrendim be baytar. şimdiye kadar bilmediğim şeyi, şimdi bildim ben. şimdiye kadar bilmediğimi. baytar: sevenler ayrılınca sevmeyi bırakmaz deli. deli: bir alev parçası gibi düştün evime. hani ey gözyaşım akmayacaktın?
şubat - 23.bölüm
leyyal: git teslim ol. sensin istedikleri. babasın sen. babalar ne yapar biliyorsun? evlatları uğruna canlarını verirler.
şubat - 23.bölüm
şubat: sen iyi bir adamsın komiser. neden yalnızsın? arif: sen yalnız değil misin şubat? demek ki bunun iyilikle, güzellikle bir alakası yok. şubat: ben yalnız değilim komiser. onunla doluyum. o var. uzakta da olsa yakında da olsa hep var.
Reklam
şubat - 23.bölüm
saltuk: haklısın, yani hepimizin zaafları var. arif: senin zaafın ne? saltuk: güvenmek.
şubat - 23.bölüm
arif: insanın kötü olmak için sebebi vardır tarık. ama emin ol iyi olmak için de vardır.
şubat - 23.bölüm
hayvan: sanki kendi çocuğu ha. samim akça'nın oğlu o. saltuk: yani? oğlum kötü doğmuyoruz biz, kötü oluyoruz. nereden bilsin babasının pisliğin teki olduğunu?
şubat - 23.bölüm giriş sahnesi (şubat)
bilmemem gereken şeyler öğrendim. sorular sordum sormamam gereken, gördüm apaçık görmemem gerekeni. söylenmezi söyledim. suçum büyük ve taammüden. cezam uzakta olmak. ondan uzakta, yaşadığım şehirden uzakta, gökyüzünden uzakta. yabancı olmanın derdinden ölenleri gördüğünü anlatmıştı aziz bey onu yeniden bulduğumda. bazen ondan vazgeçemezsin. şimdi onlar uzakta, ben uzaktayım. aziz bey, saltuk uzakta. öyle kesildi cezamız. ama ceza ne zaman ceza olur biliyor musun? yeter diyemediğin zaman. yeter demek zordur, çünkü o cezayı kesen katıksız zalimdir. yeter demek için zamanı gelir kendi canından vazgeçmen gerekir. canından geçersin ama ondan? beni mahkûm ettikleri bu labirentten çıkmayı denedim, ondan vazgeçmeyi denedim. kalbim bir taş parçası olsun istedim. ama onu göremediğim her gün, ömrümden yıllar geçti. gittim, gittim ama yağmur, sen benim labirentimsin.
şubat - 22.bölüm
deli: deli kız meselelerine bakmaz. gönül meselelerini herkes kendi çözer. nasıl çözer? hiiiç o işlere hiç girmeyerek çözer. çünkü neden? o meselelere girenlerin hâli ortada.
196 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.