Kierkegaard
Ah Allah'ım! Bana kendime zulmetmeyi öğret. Derin düşünceler içinde boğulmama mani ol. Bana, inançla derin derin nefes almayı öğret.
Derin düşünceler, hissedilmeyen duygular..Ben bu nesli sevemiyorum..
Reklam
gregor ve olmayan ailesi
Dönüşüm
Dönüşüm
kitabında sy. 26-27'de şu cümleleri söylüyor gregor: "normal zamanlarda babası öğleden sonra çıkan gazeteyi günün bu saatinde karısına bazen de kızına yüksek sesle okurken, şimdi çıt çıkmıyordu. kim bilir belki de kız kardeşinin kendisine anlattığı ve mektuplarında yazdığı bu okuma alışkanlığından son zamanlarda vazgeçilmişti.
Öyle geçiyordu zaman, Kimi an heves dolu dünyam Kursakta kalmış düşünceler Ardı ardına kalan sayfalar Hep yarım mıdır insan? Aşığa hesap veremez mi Gariban mıdır alemde insan
Günübirlik zehir
¶¶ Gözlerimde tüten esrar Bilinenlerin dumanını seriyor önüme. Çektiğim her acı, derin bir nefes. Ben seni, sana ait kalıntıları ıssız sokakların en tehna
Allah'ım bana kendime zülmetmemeyi öğret. Derin düşünceler içinde boğulmama mâni ol. Bana, inançla derin derin nefes almayı öğret...😞
Reklam
Gözlerindeki derin düşünceler dilimi lal ediyor ey sevgili..
Allah'ım! Bana, kendime zulmetmemeyi öğret; derin düşünceler içinde boğulmama mâni ol; bana, inançla derin derin nefes almayı öğret."
Akasya Kokusu
Yolda adımlarımı dikkatlice atarken, hafif rüzgarla taşınan akasya ağaçlarının beni karşılayan huzur verici kokusunu derin bir nefesle içime çektim. Ağaçların altında kendime bir mola verip sigaramı yaktım. İçimde biriken duyguları dumanla birlikte gökyüzüne bırakırken, gözlerim ağacın dallarında dans eden yapraklara takıldı. İstemsizce uzandığım yerden birkaç çiçeği koparıp avucumun içine aldım. Parmaklarımın arasında hissettiğim o yumuşak dokunuş, içimi derinden titreten bir duyguyu uyandırdı. Bir çiçeğin kokusu, sigaranın dumanıyla karışarak ciğerlerimi doldurduğunda, kalbimin derinliklerinde bir sancıyla karşılaştım. Acaba bu sancı, bu kadar basit bir çiçeğin kokusundan mı kaynaklanıyordu? Dudaklarımdan dökülen dumanın ardında yatan düşünceler, beni geçmişe sürükleyip kırık kalbimin derinliklerine doğru yolculuğa çıkardı. Belki de bu çiçekler, bir zamanlar açtıkları yerdeki yarayı hatırlatıyordu bana. Ve belki de bu sancılar, geçmişin izlerini hala taşıyan bir kalbin sessiz çığlıklarıydı. O an aldığım karar netti: Bu çiçekleri kırık kalpler müzesine bağışlamalıydım. Fakat basit akasya çiceği görene bu sızıyı nasıl anlatacaktı?
Her gece bitmek bilmeyen derin düşünceler..
Reklam
Bugün burada bir şey paylaşmak istiyorum. Bir düşünce, bir duygu... Çok yakından tanıdığım bir kişinin annesi vefat etmiş. Nasıl davranacağımı bilemedim ona karşı. Teselli etsem nasıl edeceğim ki. Anlıyorum seni desem yaşamadığım bir şeyi nasıl anlayabilirim ki. Soru sormadım hiç hatırlatmak istemedim. Ama çok üzüldüm. Yaşanan acının tarifi yok. Tarifi olmadığı gibi tedavisi de yok. Yerine başka bir şey koyabilecek bir şey kaybetmedi ki . Düşünüyorum. Düşünüyorum. Bakıyorum çevreme insanlar sevgilisinden ayrıldığı için sanki hayatının sonu gelmiş gibi davranıyorlar. Oysa hiçbir şekilde hayat acılarla bitmiyor. Bazen bazı insanların üzüldüğü şeyler çok basit geliyor. Bilmiyorum ya da ben çok derin düşünüyorum. Ama bazen hayatta da derin düşünmek gerektiğine inanıyorum. Derin düşünceler, derin duygular, hassas bir kalp ve düşünmekten yorgun düşen bir beyin. Bazen kendimi çok yıprattığımı düşünüyorum. Ama değer diyorum. İnsanları en hassas en ağır darbe aldıkları yerden kırmaktansa kendimi yıpratmayı tercih ediyorum. Çok değişik bir yazı oldu gece gece ama içimde kalmasını istemedim. Teşekkür eder, iyi geceler dilerim efenim. ;) ~HM~
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.