Okullar, yapıları gereği ayrıcalığın dezavantajlı olanlar üzerinde yoğunlaştırılmasına karşı direnir. Özel müfredat, ayrılmış sınıflar veya daha uzun ders saatleri yalnızca daha fazla ayrımcılığa sebep olur ve daha pahalıya mal olur.
Kendimi bağışlamayı, yargılamamayı, ama geçmişten ders almayı öğrenmem gerekiyordu. Bana kabul etmeyi, içten olmayı ve başkalarının da aynını yapabilmesi için kendimi sevmeyi öğrettiler.
Reklam
Cerh-ta’dîl işine müstakil bir ders ayırabileceğini hiç tahmin etmezdim ama bu ders tam benlik! Şu’be’nin ifadesiyle “Allah rızası için gıybete ayrılmış bir ders!”
Kimseyle karşılaştırılacak durumda değilim, ahlak dersi falan da istemiyorum.. Düştüğüm şu hâlin iğrençliğini ne kadar iyi anladığımı bilseler, bana ders vermeye dilleri varmazdı. Tekerleğin bir dönüşüyle her şey bir anda değişir ve dostça şakalaşarak beni kutlamaya ilk gelenler de (buna eminim) o ahlâkçılar olur.
Yaşadık sanırız, oysa gerçekte ölmüş gitmişizdir. Tümünden bir ders aldık deriz ama olan biten itiş kakıştır sadece. Bakarız, tasarlarız, ama baktığımız ya da tasarladığımız her şeyin elimizden kayıp gittiğini seyretmek zorunda kalırız, egemenliğimiz altına almayı ya da en azından değiştirmeyi planladığımız dünyanın da elimizden kayıp gittiği gibi, geçmişin ve gele­ceğin de elimizden kayıp gittikleri gibi, kendi kendimizin elimizden kayıp gidişi gibi ve zamanla her şeyin bizim için imkansız olacak olması gibi.
“Dünyada nimetler ve musibetler misafir gibidir.Önemli olan misafir kaldığı süre içerisinde nimetlerin kıymetini,musibetlerden ise ders almasını bilmeli.”
Reklam
Amerikalı bir öğretmen, ülkemizdeki bir öğretmenin aylık gelirini duysa, öğretim koşullarını yerinde görse kendi da bilinçs durumundan hiç yakınmazdı. Açıktır ki kişisel sorunlar altında ezilen bir öğretmenden en üst düzeyde öğretim beklenemez. Hele öğrencileriyle ayrı ayrı ilgilenmesi, onlarla ders dışında da ilişki kurması istenmez.
Sayfa 165 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Babam öldüğünde cüzdanından katlanmış bir gazete kupürü çıkmıştı. Olimpos'taki Yanartaş'ın fotoğrafıydı, altında da kısaca bölge hakkında bilgi. Gitmek istemiş de gide- memiş, canım benim. Sonrasında oraya defalarca gittim ben. Ateşin karşısına oturup saatlerce izledim. Tam bu noktada, "İşte o anda anladım ki gibi beylik bir ifade tonuna geçip bu hikâyeden çıkarılacak dersi anlatmaya başlamam gerekir belki. Yok ama, ders mers yok, hayat böyle bir yer degil. Insan istiyor ki, her şey birbiriyle baglantılı olsun, işaretleri takip ederek bir sonuca ulaşılsın ve o anda bir aydınlanma yaşansın. Ama olmuyor. Babalar ölüyor, ceplerinden yanan taşların fotoğrafı çıkıyor, sen o taşların yanlarına gidip oturuyorsun, saatlerce bakıyorsun, bakıyorsun ve evet sürpriz: Bir bok anlamıyorsun. Kucağımda anlamadığım milyonlarca şeyle beraber oturuyorum.
Seyyidlere hürmet
İmâm Âzam bir gün ders verirken birkaç defa ayak üzere kalkıp tekrar oturur. Bu hareketi niçin yaptıklarını kimse anlamaz. Sonunda dayanamayan bir öğrencisi bunun sebebini sorar. İmam-ı Azam der ki: "Seyyidlerden birkaç çocuk, arkadaşlarıyla medrese bahçesinde oynuyorlardı. Gözüm onlara her takılışında elimde olmadan hürmet için kalktım."
Sürekli eleştirdiği üniversitenin hocası olan Hegel'in ders saatleri ile kendi ders saatlerini çakıştırarak Hegele meydan okudu. Meşhur kibrine yenik düşerek, Hegel'i karşısına aldı. Ancak derslerine birkaç öğrencinin geldiğini görünce, üniversiteyi bıraktı. Frankfurt'ta tek başına yaşamaya başladı. Hayatı boyunca bir daha çalışmadı. Zengin ailesinden kalan miras ile geçimini sağladı.
Reklam
Vatanımız, özgürlüğümüz ve geleceğimiz. İşte bu yüzden eğitim, işte bu yüzden üretim, işte bu yüzden demokrasi. İşte bu yüzden günahıyla sevabıyla tarihimizi kabul edip, geçmiş hatalarımızdan ders çıkarma zamanı. İşte bu yüzden Cumhuriyet..
Muhteşem tanımlama :d
Haftanın üç günü ikindi sonrasında sema halkası, bir gün de aynı vakitte ravi değerlendirmelerine tahsis edilmiş bir meclisi var. Cerh tadil işine müstakil bir ders ayrılabileceğini hiç tahmin etmezdim ama bu ders tam benlik! Şu'be nin ifadesiyle : "Allah rızası için gıybete ayrılmış bir ders!"
Ruhların bedene bürünmesine inanmayanları bu ders ikaza kâfi değil midir?
“Buradan çıkardığım ders şu oldu; “Ne oldu sana?” sorusunun önemli bir parçası da, “Sana ne olmadı?”dır. Hangi ilgiler, şefkatli dokunuşlar, rahatlatıcı davranışlar, yani hangi sevgiler senden esirgendi? Meğer ihmal de travma kadar zehirliymiş.”
Buda'yı ararken, Ders 15: Her sabah güneş yeniden doğar ve her gün taze bir başlangıçtır. Tıpkı Mevlana Celaleddin Rumi'nin dediği gibi; her gün bir yerden göçmek ne iyi. Her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş. Dün, dünle beraber gitti, cancağızım. Ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.