Cogito
"Cogito: Descartes'ın 'Düşünüyorum, öyleyse varım' sözünün kısaltılmışı. (Çevirenin notu)"
Sayfa 34
Doğadan ayrı bir varlık olduğumuz mitinin gelişimi, esas olarak, Batı Avrupa kültürünün Galileo Galilei, Francis Bacon, Rene Descartes ve Isaac Newton gibi aydınlarına çok şey borçludur. (...) Galileo, (...) The Assayer adlı eserinde, doğanın kitabının matematik dilinde yazıldığını belirterek doğanın nitelikleri üzerinde duran bakış açılarını reddetmiştir. (...) Bacon, (...) özellikle, neden ve sonuç arasında bir ayrım yapılması gerektiğini savunuyordu ve bir teorinin doğrulanması ya da tersinin kanıtlanması için deneyin öneminin altını çizmişti. (...) Descartes, (...) meşhur "Düşünüyorum, öyleyse varım" önermesinden yola çıkarak, akıl ya da bilincin ve maddenin birbirinden tamamen ayrı olduğu ve birbiriyle bağdaşmadığı savını kurdu. Ona göre, biz insanlar, soyut ve mantıklı zihinlerdik ve adeta makinenin içine girmiş bir hayalet gibi bir şekilde fiziksel bir bedenin içine girmiştik. Akıl ve maddenin birbirinden tamamen ayrı olduğu ve çoğunlukla Kartezyen ikilik olarak adlandırılan bu anlayışın, dünyaya bakışımız ve onun içindeki yerimize ilişkin kavrayışımız üzerinde büyük etkileri oldu ve hala da olmaya devam ediyor. (...) Çalışmaları en sonunda Isaac Newton tarafından sentezlendi ve böylece Bilimsel Devrim olarak anılan şey tamamlanmış oldu. (...) İnsan bilincinin bu dünyadan ayrı olduğu gerçeği, insanları doğaya karşı daha üstün, kibirli ve hükmeder davranmaya teşvik eden dini inançlar ile eşleşerek doğanın insanlar için gelmiş bir varlık olarak görülmesine yol açtı. Yeryüzünü anne olarak gören düşünce de yok olup gitti.
Sayfa 62 - 64Kitabı okudu
Reklam
"Düşünüyorum, öyleyse varım".
Descartes, maceralarının ilk yıllarında, 10 Kasım 1619,da şömineyle aydınlanan bir odada, yarı uyur, yarı uyanık iki sonuca vardı. Birincisi, eğer gerçek bir bilgi edinecekse, bunu kendi başına yapması gerekiyordu. Aristoteles ve diğer otoritelerin öğretileri yapmayacaktı bunu. En baştan başlaması gerekiyordu. İkincisi, her şeye en baştan başlamanın tek yolu her şeyden kuşku duymaktır. ... Her şeyden kuşkulanmak, hiçbir şeyi verili kabul etmemek, ondan sonra da parça parça koklayıp ancak emin olabileceğiniz şeyleri kabul ederek ilerlemek anlamına geliyordu. Peki, hangi şeyden emin olabilirdi? Öncelikle sadece tek bir şeyden: Bu bilimsel ve felsefi projeyi o planlıyordu. Belli bir bilgiye nasıl ulaşılabileceğini o düşünüyordu, ama daha basiti, düşüyordu! "Cagito, ergo sum!" diye yazdı Latince: "Düşünüyorum, öyleyse varım."
Sayfa 87 - Aylak KitapKitabı okudu
‘’ Descartes'ın şu cümlesi oldukça meşhurdur: «Düşünüyorum o halde varım.» Bu, Descartes'ın şüphesidir. Descartes önce her şeyden şüphe etmiş, sonra böyle demiştir «-Fakat şüphe etmekte olduğum hususta şüphe •edemem. Öyleyse varım ki şüphe ediyorum, şu halde ben varım! » demiştir. Sonra da «düşünüyorum o halde varım!» cümlesiyle tanındı, ünlendi
Yalnız olmak utandırıcı bir hastalık haline geldi.Neden herkes yalnızlıktan kaçıyor?Çünkü yalnızlık insanı düşünmeye mecbur ediyor. Descartes bugün yaşasaydı, ''Düşünüyorum öyleyse varım demez, yalnızım öyleyse düşünüyorum.''Derdi.
Düşünüyorum, öyleyse varım. Descartes
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
808 öğeden 911 ile 808 arasındakiler gösteriliyor.