Kadının gelişimi, bağımsızlığı özgürlüğü kendisinden gelmelidir. İlk olarak kendisini bir obje değil, bir kişilik olarak ortaya koymalıdır. İkincisi, hayatını basit, fakat zengin ve derin kılarak; kendi bedeni üzerinde başkalarının iddia ettiği tüm haklara karşı koymalı, istemediği sürece çocuk yapmamalı, tanrının, devletin, kocasının, ailesinin bir kulu olmaya karşı çıkmalıdır. Bu da hayatın tüm karmaşıklığını ve özünü anlamaya çalışarak, yani kendini toplumun fikirlerinden ve yargılarından özgürleştirerek olur.
Emma Goldman
Emma Goldman
Atatürk
İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye'nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.
Reklam
10 MADDEDE TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ NEDİR?
9. Türkiye'de TCE Politikalarının Yasal Dayanakları Nelerdir? - " Türkiye, uluslararası mevzuatlar çerçevesinde TCE eşitliği politikasını bakanlıklar üstü bir ana bir politika haline getirmiştir. Türkiye’nin, 2011 Mayıs ayında ilk imzacısı olduğu, kısa adı “İstanbul Sözleşmesi/Konvansiyonu” olan uluslararası sözleşme bu perspektife dayanmaktadır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 5 yıllık TCE Ulusal Eylem Planı (2008-2013) hazırlamış ve uygulamış ve TCE politikasına dayalı uluslararası belgeleri esas alan kanun ve yönetmelikler çıkarmıştır. 2012 yılında ise İstanbul Sözleşmesi'ne dayanarak "Aileyi Koruma ve Kadına Şiddeti Önleme Kanunu" çıkarılmıştır. Bu kanun, özellikle "kadının beyanının delil ve belge aranmaksızın esas kabul edilmesi" sebebiyle kamuoyunda tepki çekmiştir.[14] Toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları, sadece Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yürüttüğü bir politika olarak değil, bakanlıklar arası bütünleşik bir politika olarak uygulanmaktadır. Bu uygulama Ulusal Eylem Planı’nda ve AB müktesebatında “Gender Mainstreaming” stratejisi olarak isimlendirilmekte ve toplumsal cinsiyet eşitliği ilişkilerinin gündelik yaşama yansıtılması için politik karar alıcıların gerçekleştirdiği etkinlikleri entegre eden politik ve teknik bir süreç olarak açıklanmaktadır. Örneğin devletin yaptığı dokuzuncu ve onuncu kalkınma planları TCE'ye duyarlı olarak yapılmıştır..." [14] Konuya ilişkin Sema Maraşlı'nın "Kadın Lobisi ve Yargı Bağımsızlığı" yazısı için bakınız: cocukaile.net/kadin-lobisi-ve... -aileakademisi.org-
Devletin birinci kuvveti (Cemal Tunçdemir)
20'nci yüzyılın önemli romancısı John Dos Passos, sonradan işlemedikleri kesinleşecek bir suçtan dolayı 1927 yılında idam edilen iki göçmen anarşist Sacco ve Vanzetti'nin idamının durdurulması için gösterilere katıldığında tutuklanmasından sonra, ''kabul edelim ki artık iki ülkeye bölündük'' diye yazmıştı. 'Bizden olmayana' her türlü kötülüğe razı
"Kadının gelişimi, bağımsızlığı özgürlüğü kendisinden gelmelidir. İlk olarak kendisini bir seks objesi değil, bir kişilik olarak ortaya koymalıdır. İkincisi, hayatını basit fakat zengin ve derin kılarak; kendi bedeni üzerinde başkalarının iddia ettiği tüm haklara karşı koymalı, istemediği sürece çocuk yapmamalı, tanrının, devletin, kocasının, ailesinin bir kulu olmaya karşı çıkmalıdır. Bu da hayatın tüm karmaşıklığını ve özünü anlamaya çalışarak, yani kendini toplumun fikirlerinden ve yargılarından özgürleştirerek olur."
Emma Goldman
Emma Goldman
Halk, Kahraman ve İktidar üçgeni
Köroğlu Üzerine ( Halk, Kahraman ve İktidar üçgeni) Her ülkenin kendi folklorunda düzene karşı durabilmiş halk kahramanları bir şekilde hatırlanıyor. Ortaçağ İngiltere’sinde yarı mistik Robin Hood, ondan biraz daha gerçek İsviçreli Guillaume Tell, İskoç William Wallace, Hollandalı Pier Gerlofs Donia'nın ortak paydaları kendilerinden çok daha
Reklam
56 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.