Genel olarak Freud felsefesi hakkında ve kimliğini tanımlıyor ve izlenimleri hakkında bilgi veriyor güzel ve yararlı bir kitap denebilir bir baş ucu kitabı sayilmaz ama güzel bilgiler veriyor..
Çok sade bir dille yansıtılmış Hypatia nin felsefesi. Üstelik sahsen benim felsefemi yansıtıyor büyük ölçüde. Süphesiz bütün düşüncelerin özü aynıdır, cünkü varılacak nokta tektir. Keyifli okumalar dilerim herkese.
O kadar güncel ki hiç sıkılmadan okuyabileceğiniz bir kitap . İçerisindeki cümleleri hayat felsefesi haline getirebilirsiniz . Gerçekten pes etme mucizeler er geç seni bulacaktır
Çoğumuz tarihi İslam öncesi ve sonrası diye zihnimizde ayırmışızdır. Oysa İslam’ın epistemik olarak ya da varlık felsefesi olarak kendisinden öncekilerle bir kopukluk olmamış, çağının tabiat felsefesini, evren tasavvurunu büyük ölçüde devam ettirmiş, “cin, melek ve şeytan” ve bunlarla ilintili kehanet, azimet, sihir, büyü gibi sözde bilimler
İkbal'in tabiriyle "göç katarları toplandı."
İbn Haldun'un tabiriyle "ümran rüzgarı döndü."
Zamanın ruhu değişti.
Çünkü mazlumlar zalimleşmeye, ezilenler ezmeye başladı.
Çünkü muhalefetin/devrimin mantığı, devletin/iktidarın man-tığına teslim oldu.
Çünkü İslamcılar iktidar işini beceremedi. İktidar felsefesi ve dili üretemedi. İktidara gelince "700 yıllık eserlerle averelik etmek" dışında yapabilecekleri bir şey yoktu. Veya o gömleği tümden çıkarıp liberalizme sığınmak ve kapitalistleşmek dışında şansları yoktu...
İran'da Beheşti'nin düşündüğü toprak reformları gerçekleşeme-di. En büyük tepki toprak ağlarının desteklediği mollalardan gel-di.
Muhalefette Ali, Ebuzer, Hüseyin söylemi, iktidarda Muaviye, Yezid fıkhı...
Artık isyan, fetih, ele geçirme, devrim yapma dönemi bitti.
Ele geçen ele geçti, kaleler fethedildi, devrilen devrildi.
Şimdi abdestli tağutlar, tesbihli monşerler var.
Zamanın ruhu değişti.
Çünkü Begoviç'in dediği gibi acılar ve ızdıraplar içinde doğan dinler ve devrimler rahat ve konfora gömülünce biter. Sahte din statüko için yalan söylemeye, devlet de zalimleşmeye başlayınca yolun sonuna varılmıştır. Geriye kalan onları gerçekleştirme ça-basından başka bir şey değildir. Onların gerçekleşmesi ise aynı zamanda ölümleri demektir...
_Eğitim – Öğretim_
_Eğitim, bilgilenme ve gelişme sürecidir ve yaşam boyu devam eder. Süreklidir. Plansız ve programsız da olabilir.
_Öğretim, eğitimin okullarda planlı yapılan kısmıdır. Eğitimin bir parçasıdır. Öğretim, planlı programlıdır. Süresi vardır.
_Her eğitim, öğretim değildir. Fakat her öğretim, eğitimdir.
_Öğrenme
Sinoplu Diyojen MÖ 412 - MÖ 323 yılları arasında yaşamış Kinik felsefesinin öncülerinden bir filozof. Çok sıradışı bir kişilik aslında . Mizacı, açık sözlüğü, utanmazlığı vb. birçok özelliğiyle içinden geldiği gibi yaşayan bir insan.
“Aklımı kaçırmadım, yalnızca sizinkinden farklı bir akla sahibim.” -Diyojen
Onun felsefesi , hayatı ve hayata olan bakış açısını anlatan küçük bir kitap. Ben storytel üzerinden dinledim. Kısa ve öz bir şekilde Diyojen hakkında bilgi edinmek için gayet okunabilecek bir kitap .
Emperyalizme silah çekmiş devrimcileri ezilen Türkiye halkı değil, fakat emperyalizm itham eder. Biz burada Türkiye halkı tarafından değil, emperyalizmin jandarması iddia makamı tarafından itham ediliyoruz.
Ve ne kadar acıdır ki, jandarma, savcı, emperyalizme silah çekmiş Mustafa Kemal’in adını ağzından eksik etmiyor.
Ne kadar acıdır ki,
Georg Wilhelm Friedrich Hegel’in yabancılaşma konseptinde doğanın ve insanın, Tanrı'nın yabancılaşmış hâlleri olduğunu ve her ne kadar Hegel'in teolojisini reddetmiş olsalar da birçok Alman filozofun yabancılaşma fikrini ithal ettiğini belirtmiştim. Bu isimlerden biri ve Alman felsefesinde materyalizme geçişin ilk durağı {Dolayısıyla