...kim bilir kaç kişinin tuhaf huzursuzlukları, ruhsal yaraları vardı, ama kalabalıkta, dostlar arasında iki kadeh içince, dert ettiğimiz şeylerin aslında ne kadar geçici oldukları da ortaya çıkıyordu.
Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.
Güzel şarkılar, güzel manzaralar, baş dönmesi, şarkı söyleyen insanlar, gökyüzündeki uçaklar, atların gürüldeyen koşuları, ağız sulandıran krepler, uzayın sonsuz karanlığı, doğan güneşe silahlarını ateşleyen kovboylar.