...kim bilir kaç kişinin tuhaf huzursuzlukları, ruhsal yaraları vardı, ama kalabalıkta, dostlar arasında iki kadeh içince, dert ettiğimiz şeylerin aslında ne kadar geçici oldukları da ortaya çıkıyordu.
Akıcı, sürükleyici ve bir o kadar da ilgi çekici. Kitaba başladım, soluksuzca okuyup bitirdim. Asla sıkılmıyorsunuz bu masalsı kitabı okurken. Kitabın sonunda küçük bir şok etkisi ile kendinize geliyorsunuz.
Kitabın arkasında yazan “Simyacı’yı okumak, herkes daha uykudayken şafak vakti uyanıp güneşin doğuşunu izlemeye benziyor.” cümlesine sonuna kadar katılıyorum çünkü kitap, çoğu insana kendini sorgulama fırsatı yaratmaktadır.
Hayatımızın belli dönemlerinde tekrar okumamızın gerektiğine inandığım bir kitap.
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023207.3k okunma
Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.
''Adil biçimde mi yargılandın Grace?" Bunu sormaktan alamamıştı kendini. "Adil ya da değil, ne fark eder?" demişti. "Insanların bir suçluya ihtiyacı var. Bir suç işlenmişse kimin yaptığını bilmek isterler. Bilmemekten hoşlanmazlar."
Güzel şarkılar, güzel manzaralar, baş dönmesi, şarkı söyleyen insanlar, gökyüzündeki uçaklar, atların gürüldeyen koşuları, ağız sulandıran krepler, uzayın sonsuz karanlığı, doğan güneşe silahlarını ateşleyen kovboylar.
Yüzyıllar boyunca insanlar çemberlerin cazibesine kapıldı, çember gördükleri yerlere anlamlar yükledi. Gezegenlerin güneşin etrafında sonu gelmeyen dönüşünden, saatin kollarının hareketine ve basit bir alyansa kadar.